| Şimdi çok sinirli ve anlaşılan olanlardan ötürü beni suçluyor. | Open Subtitles | أصبح الان حاد الطبع ويبدو انه يلومني على كل ما حدث |
| Çünkü o gün olanlar için beni suçluyor. Anneni çaldığım için beni suçluyor. Ama iyi olacaktır. | Open Subtitles | لأنهُ يلومني على ما حد ذلك اليوم يلومني على سلبهُ أمكِ، سيكون بخير رغم ذلك. |
| Sana beni görmezden geldi dedim ve sen de bunu şefe söyledin şimdi ise Flanigan beni suçluyor. | Open Subtitles | لقد قلت لك انه تعدي تعليماتي ثم,ثرثرت للرئيس والآن فلانيجان يلومني |
| Beni suçlar, her zamanki gibi. | Open Subtitles | إنه يلومني فقط كلهم سيفعلون ذلك |
| Gördün mü, o yine kaybediyor ve onu bu işe ben soktuğum için yine beni suçlayacak. | Open Subtitles | أرأيت سوف يخسر مجددا وسوف يلومني لأني أدخلته الانتخابات |
| Hiç kimse beni hayaletlerimle baş başa yaşıyorum diye suçlayamaz. | Open Subtitles | لا أحد يستطيع أن يلومني للعيش داخل ذكريات الماضي |
| Neden her zaman beni suçluyorsun? Ben yanlış bir şey yapmadım. | Open Subtitles | الجميع هنا يلومني طِوال الوقت، لن أفعل أيّ شيء خاطئ. |
| Aylar önce gidebilirdim. Kimse beni suçlamazdı. | Open Subtitles | كان باستطاعتي أن أرحل منذ عدة شهور ولم يكن لأحد أن يلومني |
| Çocukları beni suçladı. Karısı beni suçladı. Hatta hasta bile suçu bana attı. | Open Subtitles | أطفاله كانوا يلومونني, وكذلك زوجته حتى المريض كان يلومني |
| Bir sürü şey için beni suçluyor ve bunu nasıl karşılarsın bilmiyorum ama bence annemin ölümüyle onun bir ilgisi olabilir. | Open Subtitles | إنه يلومني على العديد من الأمور، وأنا لا أدري... كيف ستتقبل أنت هذا، ولكنني أعتقد... أن له علاقة ما بمصرع والدتي. |
| Kız olduğu için beni suçluyor. Ama ona oğlan doğurduğum zaman bir varisi olacak ve beni sevecek. | Open Subtitles | إنه يلومني على كونها فتاة، لكن ما أن أنجب له ابنه، سيكون له وريث |
| Hala işleri yürütebilmek için seni seçtiğim için beni suçluyor. | Open Subtitles | انه لا يزال يلومني لاختياري لك لاداره الأعمال التجارية. |
| Evet, sanırım artık kaybedeceği bir şeyi yok ve bunun için beni suçluyor. | Open Subtitles | حسنٌ، أظنّ أنّ ليس لديه ما يخسره وهو يلومني على هذا |
| Onu geri getirdiğim için beni suçluyor. | Open Subtitles | وهو يلومني على إقناعه بالعودة إلى هنا |
| İşe yarıyorlar. Bir hasta beni koku alma duyusunu kaybettiği için suçluyor | Open Subtitles | مريضي يلومني لفقدانه حاسة الشم. |
| Burada olduğu için beni suçluyor. Herşey için beni suçluyor. | Open Subtitles | يلومني على وجوده هنا يلومني على كل شئ |
| Geç kalırsa beni suçlar. | Open Subtitles | إذا تأخر عن الموعد , سوف يلومني أنا |
| ..belki olanlardan dolayı beni suçlayacak. | Open Subtitles | وربما حتى يلومني على ما حصل |
| Kimse bunun için beni suçlayamaz, tamam mı? | Open Subtitles | لا يمكن لأحد أن يلومني على هذا، أليس كذلك؟ |
| Çünkü sen de onun gibi beni suçluyorsun. | Open Subtitles | لأنكَ تلومني بقدر ما كان هو يلومني |
| Gerçi bir sevgilim olsaydı bile kimse beni suçlamazdı. | Open Subtitles | بالرغم من أنه لن يلومني أحدًا لو اتخذت حبيبًا. |
| Çocukları beni suçladı. Karısı beni suçladı. Hatta hasta bile suçu bana attı. | Open Subtitles | أطفاله كانوا يلومونني, وكذلك زوجته حتى المريض كان يلومني |
| Beni suçlamadı bunun için. | Open Subtitles | ولن يلومني |
| Sonra Wilcox ve beni kendisi siyah olduğu için suçlamaya başladı. | Open Subtitles | ثم بدأ يلومني أنا و " ويلكوكس " لكونه أسود |