| Telefon olup olmadığına bakacağım. Siz isterseniz dışarıda bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | سأرى ان كان لديهم هاتف انت والشباب يمكنكم الانتظار هنا حتى انتهى ان أردتم |
| Maalesef Leeds. Yoksa 3 ay daha pansiyonda bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | "أظن بأن خيارك الوحيد هو "ليدز أو يمكنكم الانتظار في الفندق لثلاث شهور أخرى |
| Sanırım oturma odasında bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم الانتظار بغرفة المعيشة. |
| Harika, benim odamda bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | عظيم، يمكنكم الانتظار في غرفتي. |
| Şu bankta bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم الانتظار على ذاك المقعد. |
| Ne demek. Burada bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | بالطبع, يمكنكم الانتظار هنا |