| Bu durumda çalışamazsın da değil mi? | Open Subtitles | كما تعلم، لا يمكنك العمل مع هذا الزراع المصاب، أليس كذلك؟ |
| "Asha, üniversiteye gidemezsin. Asha, çağrı merkezinde çalışamazsın." "İnsanlar ne söyler?" | Open Subtitles | 'أشا لا يمكنك الذهاب إلى الجامعة ولا يمكنك العمل في مركز البلاغات ماذا ستقول الناس عن ذلك؟ |
| Demek seni o odanın içine sokabilirsek, bütün bir gece üzerinde çalışabilirsin. | Open Subtitles | إذن لو أمكنك الوصول الى هذه الغرفة يمكنك العمل بها طوال الليل,. |
| Biraz ateşin var ama, yine de çalışabilirsin, değil mi? | Open Subtitles | أنت دافئ قليلا ، لكن يمكنك العمل ، أليس كذلك؟ |
| Burada iş yapabilirsin, ama bize haracını ödemeyi unutma. | Open Subtitles | لا بأس ، يمكنك العمل هنا لكنّ لا تنسى أن تعطيّنا حصّتنا |
| Murray şu kimliği belirlenemeyen kızın cesedine sabah bakmak istiyor. Cesedi soğutucuya koyduk. Acaba onu sen hazırlayabilir misin? | Open Subtitles | (موري) يريد المواصلة صباحاً، إنها في الثلاجة، هل يمكنك العمل عليها؟ |
| Tüm gün boyunca çalışamazsın. Sağlıklı değil. | Open Subtitles | لا يمكنك العمل على مدار الساعه هذا ليس صحياً |
| Şefle aran iyi olmazsa, hiçbir yerde çalışamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك العمل دون أن تتواصلي جيدا مع الطاهي |
| Sadece dolunayda çalışamazsın. | Open Subtitles | تعلمين, لا يمكنك العمل أثناء القمر الكامل |
| Doğru erkeği bulursan, asla çalışamazsın. | Open Subtitles | وإن وجدتِ الرجل المناسب، فلا يمكنك العمل. |
| Ama o her neyse onunla birlikte çalışamazsın. | Open Subtitles | ولكن أيًّا كان مَن هو لا يمكنك العمل معه |
| Daha hızlı iş görmezsen benimle çalışamazsın. | Open Subtitles | أخيرا. إذا كنت لا تستطيع العمل بشكل أسرع، لا يمكنك العمل بالنسبة لي. |
| Yolda mutluluğun üzerinde çalışabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك العمل على جهازك لخلق موقف سعيد على الطريق. |
| Bak, eğer işe yada başka bir şeye ihtiyacın varsa burada çalışabilirsin. | Open Subtitles | أنظر ، إذا ما إحتجت إلى عمل يمكنك العمل هتا |
| Burada 8 ay kadar çalışabilirsin para almadan. | Open Subtitles | يمكنك العمل لدي طيلة ثمان أشهر .. بالمجان |
| Bu senin elinde olan bir şey. Bunun üzerinde çalışabilirsin. | Open Subtitles | لذا هذا الشيء يمكنك التحكم به ، يمكنك العمل على ذلك |
| Zaten istediğin de bu. Kendi ayaklarının üzerinde durup sonra ne yapacağına... - ...karar verene kadar onun motelinde çalışabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك العمل في الفندق حتى تقفين على قدميك وتفكرين بالخطوة التالية حتى تستعدين |
| Heryerde çalışabilirsin bebeğim. Seni hak etmiyor bile. | Open Subtitles | أقصد يمكنك العمل في اي مكان أخري و هو لا يستحقك |
| Ama sabah egzersiz yapabilirsin, öğlen yapabilirsin ve akşamları da. | Open Subtitles | ولكن يمكنك العمل في الصباح, يمكنك العمل في الظهيرة ، يمكنك العمل في الليل. |
| 90 yaşına gelene kadar barmenlik yapabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك العمل كساقية حتى تصبحين في التسعين من العمر |
| Murray şu kimliği belirlenemeyen kızın cesedine sabah bakmak istiyor. Cesedi soğutucuya koyduk. Acaba onu sen hazırlayabilir misin? | Open Subtitles | (موري) يريد المواصلة صباحاً، إنها في الثلاجة، هل يمكنك العمل عليها؟ |