| Odanı temizler temizlemez Lima fasulyeni yiyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك تناول بعض الفول بمجرد أن تنظف غرفتك.. |
| Hem biliyor musun, bunları yiyebilirsin. | Open Subtitles | وتعلم ماذا ؟ في الحقيقة يمكنك تناول هذه الأزهار |
| Diğeri erzakla dolu. Dışkını yiyemezsin sonuçta. Mantıklı değil mi? | Open Subtitles | الآخرى مليئة بالمؤن لا يمكنك تناول الهراء , منطقياً لا ؟ |
| - Meyve suyu falan içebilirsin. | Open Subtitles | إذن يمكنك تناول العصير أو ما شابه |
| Yeteri kadar aç kaldın zaten. Su ile birlikte biraz üzüm suyu alabilirsin. | Open Subtitles | أنت هائج بما فيه الكفاية يمكنك تناول عصير العنب بالماء |
| Cast puanın yoksa burada yemek bile alamazsın. | Open Subtitles | ،من دون نقاط لا يمكنك تناول أي شيء هنا |
| Yahudi olduğunda da, kimse bir şey satın almıyor bu yüzden yine yiyemiyorsun. | Open Subtitles | و إذا كنت يهودياً لا يقوم أحد بشراء الطعام و لهذا لا يمكنك تناول الكثير من الطعام |
| Diğeri erzak dolu. Bok yiyemezsiniz, mantıklı değil mi? | Open Subtitles | الآخرى مليئة بالمؤن لا يمكنك تناول الهراء , منطقياً لا ؟ |
| Dubrovnik'de dışarıda öğle yemeği yiyebilirsin. | Open Subtitles | في دوبروفنيك يمكنك تناول الغداء خارجاً في الشمس. |
| Açsan getirdiklerini yiyebilirsin, kimse dokunmadı. | Open Subtitles | إن كنت جائع يمكنك تناول الطعام الجاهز الذي أحضرته، لم يلمسه أحد |
| Daha gençsin, biraz daha yiyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك تناول المزيد ,مازلت شاباً |
| Evet, evet. Tamam. Artık tuz yiyemezsin, sabahları da sadece bir fincan çay. | Open Subtitles | حسناً، لا يمكنك تناول أي ملح، وفي الصباح يكفيكِ كوب شاي. |
| Hayatın boyunca piliç dürümü yiyemezsin. | Open Subtitles | ليس هناك خطأ فى الرغبه فى حياة جميلة ومريجة لا يمكنك تناول فطائر الدجاج لبقية حياتك |
| - Cool Hwhip'siz pasta yiyemezsin ki. | Open Subtitles | - لا يمكنك تناول الفطيرة بدون الكّريمة - |
| Hayır. Meyve suyu içebilirsin ama. | Open Subtitles | لا , يمكنك تناول العصير |
| Benimle bir içki içebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك تناول مشروب معي |
| Sende biraz alabilirsin. Ama bil ki diyabet şekerden. | Open Subtitles | يمكنك تناول بعض فقط اعرفه مثل مرض السكري |
| Bir şey söyleceğim. Bir tane alabilirsin ama size değil, hemşirelere getirdim. | Open Subtitles | اسمعي هذا، يمكنك تناول واحدة لكنها ليست للعائلة، بل للممرضات |
| Cipslerin kalanını sen alabilirsin. Ben tokum. | Open Subtitles | يمكنك تناول فتات الرقائق لقد شبعت |
| Jeff, kaygı giderici ilaç alamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك تناول أدوية منع القلق |
| Hem şişman olup, hem de siyahi veya Yahudi olmak zor iş çünkü siyahi olunca, senin halkın bütün yiyeceğini çalıyor bu yüzden yeterince yiyemiyorsun. | Open Subtitles | من الصعب أن تكون سميناً إذا كنت يهودياً أو أسود لأنه إذا كنت أسود فمجتمعك يقوم بسرقة أكلك و لهذا لا يمكنك تناول الكثير من الطعام |
| Hayır, öğle yemeğinde dondurma yiyemezsiniz. | Open Subtitles | لا، لا يمكنك تناول المثلجات على الغداء |