| Bo'nun neler yapabildiğini gördün. Skouras onu kontrol etmek istiyor. | Open Subtitles | لقد رأيتِ ما يمكنها فعله (سكوراس) يريد التحكم في هذا |
| Onun neler yapabildiğini gördüm. | Open Subtitles | وثق بي. رأيت ما يمكنها فعله |
| Ne yapabildiğini görmek isterim aslında. | Open Subtitles | أحب أن أرى ماذا يمكنها فعله |
| Tek yapabileceği değişimi getirmesi için güneşi beklemek. | Open Subtitles | حالياً، كلّ ما يمكنها فعله هو انتظار الشمس أن تُحدث تغييراً |
| Emma'nın yapabileceği bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّ هناك ما يمكننا فعله أو يمكنها فعله |
| Tek yapabileceği şey bu. | Open Subtitles | {\fnTraditional Arabic\fs36\b1}كل ما يمكنها فعله |
| yapabileceği tek şey bu! | Open Subtitles | {\fnTraditional Arabic\fs36\b1}إنه كل ما يمكنها فعله |
| Miranda, Steve'e yardım etmek için yapabileceği şeyin kitaplarla ya da toplarla ilgisi olmadığını anladı. | Open Subtitles | أدركت (ميراندا) أن ما يمكنها فعله لمساعدة (ستيف) لا يوجد به كتب أو خصية |
| Ne yapacağını bilmez durumdaydı hani? Ben yapabileceği bir şey biliyorum. | Open Subtitles | لدي شيء يمكنها فعله |