| Size bunun gerçekten metin olduğunu, görüntü olmadığını kanıtlamak için şöyle bir şey yapabiliriz, bunun gerçekten metin olduğunun, resim olmadığının bir göstergesi. | TED | لكي أثبت لكم أنه نص بالفعل، وليس صورة يمكن أن نفعل شيئاً كهذا. لكي نوضح بالفعل أنه عبارة عن نص، وليس صورة |
| Ve özellikle gençler geliyorlardı. Ve bana sordukları -- gençlerin söyledikleri "Ne yapabiliriz?" "Bu şeyleri değiştirmek için ne yapabiliriz?" | TED | وبخاصة الشباب الصغار كانوا يأتون ويسألونني -- كان الشباب يقول: "ماذا يمكن أن نفعل؟ ماذا يمكن أن نفعل لتغيير الأشياء؟". |
| Böyle bir bilgiyle donanınca birçok şey yapabiliriz. | TED | متسلحين بمثل هذه المعلومات، يمكن أن نفعل العديد من الأشياء. |
| Hey, bütün bu çocuksu saçmalıklardan sonra başka şeyler yapabilir miyiz? | Open Subtitles | ألا يمكن أن نفعل شيئا آخر بعد هذا العبث؟ |
| Ve bu şirkette yaptığımız işlerden birisi de şuydu; acaba bu biyosferleri en küçük hangi boyutta yapabilirdik? Ve bunlarla ne yapabilirdik? | TED | وأحد الأشياء التي قمنا بها كان محاولة تحديد مدى إمكان جعل هذه البيوسفارات صغيرة. وماذا يمكن أن نفعل بهم؟ |
| Bir daha yapalım mı, böylece hiç unutmam? | Open Subtitles | هل يمكن أن نفعل هذا ثانية حتى لا أنسى الأمر؟ |
| Hiç bir şey yapamayız! Para olmadan hiçbir şey yapamayız! | Open Subtitles | لا يمكننا الذهاب لأي مكان لا يمكن أن نفعل شيئاً دون النقود |
| Ne yapılabilir? | Open Subtitles | ماذا يمكن أن نفعل ؟ |
| Bence bunun genel bir örneğini toplumsal yaşamda yapabiliriz. | TED | وأعتقد أننا يمكن أن نفعل ذلك في الحياة العامة بأكثر عمومية. |
| Hey, o işi her zaman yapabiliriz. O işi yapmaktan bıktım. Varız. | Open Subtitles | نحن يمكن أن نفعل ذلك فى أى وقت أنا متعب من عمل ذلك الشئ |
| Ama sanırım bundan daha iyisini yapabiliriz. | Open Subtitles | لكن أعتقد بأنّنا يمكن أن نفعل أحسن من ذلك |
| çok şey yapabiliriz... ve buna inanmıyorum Kaybeden gibi konuşuyorsun... | Open Subtitles | يمكن أن نفعل الكثير لا أصدق بأنك تتحدث بطريقة الشخص الخاسر |
| İstediğimiz gibi davranabilir, istediğimiz her şeyi yapabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نكون مانريد و يمكن أن نفعل ما نريد |
| Çok etkileyici. Güzel. Sizin için ne yapabiliriz? | Open Subtitles | مذهل جداً والآن ماذا يمكن أن نفعل لأجلكم؟ |
| Bunu yapabiliriz ve bu bizi aşkın mucizesine ve sihrin içine dalmış boynuzlu atlara götürebilir. | Open Subtitles | بالتأكيد يمكن أن نفعل ذلك وقد يؤدي الى معجزة الحب والسحر |
| Yani bunu bütün bu zaman boyunca yapabilir miydik? | Open Subtitles | هل يعني ذلك أننا يمكن أن.. نفعل ذلك طوال الوقت؟ |
| Bahçede elinde böyle tutarsan birileri gelip sana bunu yapabilir. | Open Subtitles | يمكنك سحب هذا الخروج على الفناء، شخص يخرج الهجوم عليك، فإنها يمكن أن نفعل ذلك بك. |
| Sadece tamamen insan olanlar bunu yapabilir. | Open Subtitles | فقط لهم أن مليء البشرية يمكن أن نفعل ذلك. |
| Ne yapabilirdik? | TED | ما يمكن أن نفعل |
| Ne yapabilirdik ki, baba? | Open Subtitles | ماذا يمكن أن نفعل نحن، بابا؟ |
| Çok şey yapabilirdik. | Open Subtitles | كان يمكن أن نفعل الكثير! |
| Veya Sylvia ve diğerlerine yaptıklarını bizde onlara yapalım. | Open Subtitles | أو ما يمكن أن نفعل لهم ما فعلوه بـ(سيلفيا) وغيرهم |
| Bunu yapamayız, birader. Bir polisi vuramayız. | Open Subtitles | لا يمكن أن نفعل هذا يا رجل لا يمكن أن نقتل رجل شرطه |
| Ne yapılabilir bakalım. | Open Subtitles | لنرى ما يمكن أن نفعل |