| Bugün bildiğimiz sağlık hizmetlerini değiştirebilir hastalıkları anlamamızı geliştirebilir ve birçok hayatı kurtarabiliriz. | TED | هذا يمكن أن يغير العناية الصحية التي نعرفها اليوم، ويحسن فهمنا للأمراض المزمنة ويحافظ على العديد من الأرواح. |
| Ancak fazla alkol kullanımı, enzim aktivitesini değiştirebilir, böylece o yan üründen daha fazla üretilir, bu da makul bir asetaminofen dozu alınsa bile bu durum karaciğer hasarına neden olabilir. | TED | لكن تناول الكحول بكميات كبيرة يمكن أن يغير من نشاط الإنزيم لذلك فإنتاج أكثر من تلك المادة السامة، قد يؤدي إلى إتلاف الكبد حتى مع ما يعتبر جرعة آمنة من الأسيتومينوفين. |
| Inancımız şu ki bir kişinin hareketleri çok şey değiştirebilir, ama herkesin bir araya gelmesi dünyayı değiştirebilir. | TED | أنها مبنية على إعتقادنا بأن عمل شخص واحد يمكن أن يغير الكثير، لكن اعمال اشخاص عديدون سوياً ككتلة يمكن أن يغير العالم. |
| Söyleyeceğin hiçbir şey şu an senin için hissettiklerimi değiştiremez. | Open Subtitles | لايوجد شيء تستطيعين قوله يمكن أن يغير طريقه شعوري الآن |
| - Hiçbir şey duygularımı değiştiremez. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكن أن تقوليه لي يمكن أن يغير مشاعري نحوك |
| Bu onu nasıl değiştirir, asıl bunu kestirmek mesele. | Open Subtitles | إلى إلى حدّ يمكن أن يغير هذا من طبيعته، هذا هو السؤال |
| Bir kişi, doğru yer ve zamanda kullanacağı tek kurşunla dünyayı değiştirebilir. | Open Subtitles | رجل واحد يمكن أن يغير العالم برصاصة واحدة في المكان المناسب. |
| Her insan fikrini değiştirebilir, değil mi? | Open Subtitles | رجل يمكن أن يغير رأيه، يمكن أحرزنا انه ر؟ |
| Cesetle ilgili en az senin kadar şüpheciyim, ama kesin kanıt yani çözeltiler, herşeyi değiştirebilir. | Open Subtitles | أنا أشك بهذا الرجل مثلك تماماً, لكن دليل أخير.. محسوس يشاركنا الزمان والوجود, يمكن أن يغير كل شيئ. |
| Şunu biliyorum; bir adam tarihin gidişatını değiştirebilir. | Open Subtitles | أعلم أن رجلً واحد يمكن أن يغير مسارالتاريخ |
| Çünkü tek bir bağışlama hareketi her şeyi değiştirebilir. | Open Subtitles | لأن فعل واحد من العفو يمكن أن يغير كل شيء |
| Bununla her şeyi değiştirebilir; | Open Subtitles | معه هو يمكن أن يغير أي شيء هو يمكن أنّ يغير من سير اللحظات الخطرة بالمعركة، |
| Size gıpta etmiyorum. Düzgün bir hizmetçi savaşınızı değiştirebilir. | Open Subtitles | أنا لا أحسدك أي خادم محترم يمكن أن يغير حربك |
| Alaycı kuş o. Alaycı kuşlar, ötüşlerini değiştirebilir yani bu kuş bilerek akordu bozuyor. | Open Subtitles | هذا طائر المحاكي، طيورالمحاكي يمكن أن يغير إغنيتهم وهذا يعني أنه يغير نغمته قاصداً |
| Bir sentetiğin eşitlik ve hak talep etmesi her şeyi değiştirebilir. | Open Subtitles | كائنة صناعية تدعي المساواة وتطالب بحقوقها يمكن أن يغير ذلك كل شيء |
| Lana, hiçbir şey sana olan hislerimi değiştiremez. | Open Subtitles | لانا، لا شيء يمكن أن يغير أبدا الطريقة التي أشعر بها نحوك |
| İnsan, insanın kurdudur, hiç bir yasa bunu değiştiremez. | Open Subtitles | إن الرجل ذئب للإدارة ولا قانون يمكن أن يغير ذلك |
| Beraber olmamız nasıl çalışacağımızın şeklini değiştiremez. | Open Subtitles | كوننا حبيببين لا يمكن أن يغير كيفية عملنا |
| Peki, zeki ve eğlenceli kısmına karşı çıkabilirsin, ama bence hala güzel ve hoşsun, ve söyleyeceğin hiç bir şey fikrimi değiştiremez. | Open Subtitles | حسناً يمكنك مناقشتي في ذكائك ومحبتك للحياة لكنني أعتقد أنكِ جميلة ومحبوبة وليس هناك شيء تقولينه يمكن أن يغير رأيي |
| Söyle bakalım bir ayak parmağını kaybetmek hayatında neleri değiştirir... | Open Subtitles | دعيني أخبرك إن فقدان أحد أصابع قدمك يمكن أن يغير طريقة حياتك |
| Ama sana, zengin, başarılı ve ünlü biri olmak genetiği değiştirir mi diye sorduğumda neden evet demedin ki? | Open Subtitles | لكن عندما سألتك إن كان ثراؤك و نجاحك يمكن أن يغير جيناتك لماذا لم تقل نعم فحسب؟ |