| İçindeki Goa'uld ona güç, zeka ve iyileşme yeteneği veriyor. | Open Subtitles | الجواؤلد داخله يمنحه القوة و الذكاء و القدرة على إعادة تجديد ذاته | 
| Öldürmek ona güç veriyor. Bilmemiz bu gücü arttırıyor. | Open Subtitles | لا القتل يمنحه القوة معرفتنا تمنحه المزيد من القوة | 
| Bence Ferraro bir tür Fae ilacı ile ona doping veriyor. | Open Subtitles | اعتقد ان فيريرو يمنحه شيئا من صيدلية الفاي | 
| Bu, aromanın korunmasını sağlıyor. Çiğ olarak koyarsan, tamamen aromasız olur. | Open Subtitles | قليه ما يمنحه نكهة فإن وُضع نيئاً فلن يمنح الفطيرة نكهة | 
| Kocamın çevrim içi aktiviteleri, ona karanlık düşüncelerini keşfedip tüketebileceği güvenli bir alan sağlıyor, ...böylece hayatının kalanına taşmıyor. | Open Subtitles | نشاط زوجي على النترنت يمنحه مساحه امنه اين يمكنه استكشاف وانهاك أفكاره السوداء حتى لا تختلط مع بقيه حياته | 
| O zaman, onun iktidarı süresince bizim görevimiz de tehlikeye girer. | Open Subtitles | إذاً فإن مكتبنا يمنحه قوة النوم | 
| Bu da özel erişim imkanı, prosedürlerin bilgisini onlara veriyor. | Open Subtitles | ذلك يمنحه القدرة على الوصول، ومعرفة العمليات | 
| Parker, ona kasabadaki herkesin havada kapacağı bir iş veriyor peki ya o ne yapıyor? | Open Subtitles | باركر" يمنحه وظيفه اى احد بالبلده يتمناها" وماذا هو يفعل ؟ | 
| Onun tarafından temsil edilmesi ona meşruluk veriyor. | Open Subtitles | تمثيله من قبلها يمنحه الشرعية. | 
| Enerji veriyor. Onu nötralize etmemiz lazım. | Open Subtitles | إنه يمنحه الطاقة يجب أن نحيده | 
| Ancient One'ın kendisine sakladığı şeyleri Dormammu isteyerek veriyor. | Open Subtitles | لأن ما تكتنزه المعلمة الكبيرة يمنحه (دورمامو) مجانًا. | 
| Bu da ona parka gidip Clay'e saldırmak için çokça zaman veriyor. | Open Subtitles | مما يمنحه متسع من الوقت ليصل للحديقة ويهاجم (كلاي). | 
| Pelerini ona süper güçler veriyor. | Open Subtitles | الرداء يمنحه قوى خارقة. | 
| V kullanması ona çok büyük bir avantaj sağlıyor. | Open Subtitles | إن تعاطيه للدمّ يمنحه مزية كبيرة عني. | 
| Şimdi hangisine gideceğini seçebiliyor ve bu ona üstünlük sağlıyor. | Open Subtitles | 328)}(مدينة (سانت لويس) بولاية (ميسوري 59.2)}إنه يختار أي فرع يذهب إليه تاليًا هذا ما يمنحه الأفضليّة | 
| Onun görevi süresince bizim işimiz de uykuya dalar. | Open Subtitles | إذاً فإن مكتبنا يمنحه قوة النوم |