| Bana uyar çünkü ben de suratıma vurulmasına asla hoşgörüyle yaklaşmam. | Open Subtitles | حسناً هذا يناسبني لأنني ليس لدي تساهل مع الضرب في الوجه |
| köpek barınakları bana uyar. - S-sanırım kendimi buldum. | Open Subtitles | مأوى الكلاب يناسبني أظن أنني اكتشفت كفاءتي |
| Sizin tarikatınızın cübbelerini bu acınası dönemeçte kendime daha uygun buldum. | Open Subtitles | اجد الجلباب الذي تطلبه يناسبني افضل من هذا المعطف المرثي له. |
| Ona her şeyin bittiğini artık yürümediğini söyledim. - bana göre değil. | Open Subtitles | قلت له أن المكان لم يعد يناسبني بعد الآن |
| Herkesin birbirine bağlı olduğunu görüyorum ve galiba bu benim de hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | أرى اننا جميعا مرتبطون ببعض .. و اعتقد ان هذا يناسبني |
| Çünkü neyin bana uyup neyin uymayacağını anlayacak kadar akıllıyım ve bu uymuyor. | Open Subtitles | لأنني في الواقع ذكية كفاية لأعرف مايناسبني وما لا يناسبني، وهذا لا يناسبني. |
| - Biz onu yenmek izin verilmez. - Bana uyar. | Open Subtitles | نحن لن نسمح لكي بالقضاء عليه - هذا يناسبني - |
| Görünmezlik bana uyar. Duş almadan okula gidebilirim. | Open Subtitles | الاختفاء يناسبني يمكنني الذهاب للمدرسة من دون استحمام |
| Bak seni tanıyorum. Ne seçersen seç bana uyar demeye çalışıyorum.. | Open Subtitles | اعلم هذا ، ولكنني فقط احاول ان اقول ان اي شئ تريدينه يناسبني |
| Tabi, olur. Bana uyar. Neye ihtiyacın var? | Open Subtitles | نعم، أنا يناسبني ذلك تماماً ما الذي تحتاج إليه؟ |
| Bak, eğer varını yoğunu o zenci için tehlikeye atmak istiyorsan bana uyar. | Open Subtitles | إسمعي، يناسبني أن تضعي بيضكِ في أي سلة سوداء تفضلين |
| Ve bu onlara uygun ise benim için ölmek uygundur. | Open Subtitles | واذا كان ذلك يناسبهم فما يناسبني هو الموت |
| Aslında Joyce gelecek Salı gibi bir şey dedi, ki bu benim için uygun. | Open Subtitles | قالت شيء حول الثّلاثاء القادم، والذي يناسبني ولكنه فقط |
| Bu harika olurdu Maggie, ama... hafta sonları benim için pek uygun değil. | Open Subtitles | يمكننا الذهاب معاً هذا جيد حقاً لكن هذا لا يناسبني |
| Ayrılıyorum senden. Bu iş bana göre değil. | Open Subtitles | انا اشيل يدي من الموضع هذا العمل لا يناسبني |
| Bu "tıkırında olmak"sa, evlilik bana göre değil. | Open Subtitles | لو أن هذا الأمر ناجح فأذن الزواج لا يناسبني |
| Jimmy Ing adlı bir adam var, tam bana göre bir film çekecek. | Open Subtitles | هذا الرجل، جيمي اينغ من يصنع هذا الفلم أنه يناسبني |
| Sizin için güvenilir biri olmak benim de hoşuma gitmez. | Open Subtitles | هذا يناسبني. يناسبني ألا تثقي بي. |
| Ama hep klitorisiniz olduğu varsayılırdı. Bu bana uymuyor diye düşünürdüm. | TED | ولكن دائما بافتراض أن لديك بظر، رغم ذلك، ثم فكرت، هذا لا يناسبني. |
| "Üzgünüm" bana uymaz. | Open Subtitles | الاعتذار لا يناسبني. |
| Hayır, Salı günü ben müsait değilim. Schwartze'nin yasını tutacağım. | Open Subtitles | -لا يناسبني يوم الثلاثاء لدي مراسم حداد لدى عائلة شوارتز |
| Bir taraftan, onun evden ayrılacak olması işime gelir. | Open Subtitles | من جهة، يناسبني أن تترك المنزل |
| Arkadaşım bana yakıştığını söyledi. Bunu sadece içime giyeceğim. | Open Subtitles | قالت صديقتي إنه يناسبني ، يحتاج تعديلاً فقط |
| Buradan memnunum. Yatalaklık bana yakışıyor. | Open Subtitles | أحبّ المكان هنا يناسبني كوني طريح الفراش |
| - Eğer küçük düşmek için adam başı 200$ vermek istiyorsanız, hiç sorun değil. | Open Subtitles | إذا استطعتم أن تدفعوا 200 دولار فهذا يناسبني |
| Peki, belki de bodrum benim için iyi bir yer değildi. | Open Subtitles | حسنا ، أعتقد ان القبو ربما لم يكن مكان يناسبني في نهاية المطاف |