| Eminim seni bir yerlerde bekleyen biri vardır. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك شخصا ما في مكان ما ينتظركِ |
| Ama hoslanmazsa unutma; burada seni bekleyen bir çömez siki var. | Open Subtitles | أتعرفين، إن لم يحبكِ هنالك قضيب جديد ينتظركِ هنا |
| Keyfin bilir ama 5 yıldız bir otelde seni bekleyen bir suit olduğunu da unutma. | Open Subtitles | لأنني واثقٌ جداً من أن هنا سيكون جناح رائع في فندق خمس نجوم فقط ينتظركِ. |
| Lauren, Caherles'ı görmek için oraya gidiyor Douglas da seni bekliyor. | Open Subtitles | لورين في طريقها لـ مقابلة تشارلز . و دوغلاس ينتظركِ . |
| - geldiğinizi duymadım. - seni bekliyor. | Open Subtitles | أنا لم أسمع أنك جئت إنه ينتظركِ |
| Randevunun bittiğini ve başka birisinin beklediğini söyleseydin. | Open Subtitles | إذا كانت نهاية الموعد حلت إذا كان ينتظركِ أحد |
| Tanrı seni orada bekliyor. İsa'nın karısısın. | Open Subtitles | الرَبُ ينتظركِ فيه أنتِ عَروسَة المَسيح |
| Bir daha haddini aşarsan, Georgia eyaletinin dışına bile çıkmaya cüret edersen Claremont Psikiyatri Merkezi'nde seni bekleyen bir yatak olacak. | Open Subtitles | لو تجرأت ووقفت في طريقي مره لو تجرأتِ وخطوتِ خطوه خارج جيورجيا هناك سرير ينتظركِ |
| Bak, Leylek Dağı'nda seni bekleyen bir şey yok. | Open Subtitles | اسمعي، ليس هناك ما ينتظركِ في جبل اللقائق |
| Dışarıda seni arabada bekleyen biri var tamam mı. | Open Subtitles | هناك شخصٌ بالخارج ينتظركِ بجانب سيارة, اتفقنا؟ |
| Hayır, sizi bekleyen kimse yok. Artık öğretmen değilsiniz. | Open Subtitles | لايوجد أحد ينتظركِ أنتِ لستِ مدرسة الآن |
| Seni kelepçelerden başka bekleyen bir şeyin olduğunu düşünüyorsan sahiden de çarkın nasıl işlediğini bilmiyorsun. | Open Subtitles | إذا كنتِ تعتقدين أن هناك من ينتظركِ في الديار عدا الأصفاد... فأنتِ حقاً لا تعرفين كيف تسير أمور الحياة |
| Evde ya da kampta seni bekleyen biri var mı? | Open Subtitles | ألديكِ شخص ينتظركِ بالديار، أو المخيم؟ |
| Seni bekleyen kimse var mı? | Open Subtitles | هل ينتظركِ أحد ؟ |
| O zaman Connecticut'ta seni bekleyen biri var. | Open Subtitles | إذن فإن هناك من ينتظركِ في المنزل .لا! |
| Seni evde bekleyen ne var? | Open Subtitles | ما الذي ينتظركِ في الوطن؟ |
| Seni bekleyen kimse yok. | Open Subtitles | ليس هناك أحد ينتظركِ |
| İşte böyle, hepsi seni bekliyor. | Open Subtitles | لاعليك، إن الجميع ينتظركِ |
| Narayama-sama'da patika olmayan patikalar var ama sen yükseğe çıktıkça, tanrı seni bekliyor olacak. | Open Subtitles | الطريق صعودًا إلى (ناراياما) ليس واضحًا ببساطة تسلقي للأمام للأمام إلى حيث ينتظركِ الرب |
| Çünkü seni nelerin beklediğini biliyorum ufaklık. | Open Subtitles | لأنني أعرف مالذي ينتظركِ يا عزيزتي |
| Kaderin seni orada bekliyor. | Open Subtitles | قَدَرُكِ ينتظركِ. |