| Tatlım, basın toplantısı için bekliyorlar. Sanırım artık gitmelisin. | Open Subtitles | عزيزي، إنّهم ينتظرونك في غرفة الصحافة عليك أن تدخل | 
| Almanya'da ya da İtalya'da sizi mi bekliyorlar, sanıyorsunuz? | Open Subtitles | هل تعتقد بأنهم ينتظرونك في ألمانيا أو إيطاليا؟ | 
| Prada'cılar konferans odasında seni bekliyorlar. Tamam. | Open Subtitles | اصحاب شركة برادا ينتظرونك في صالة المؤتمرات | 
| Şirket yöneticileri, konferans odasında sizi bekliyor. | Open Subtitles | إن مدراء الشركة ينتظرونك في غرفة الإجتماعات | 
| Ama müşterilerin bekliyor. | Open Subtitles | ـ هناك زبائن ينتظرونك ـ إننى لا استطيع اليوم .. | 
| Sen bir çizgi filmsin, ve senin yeni maceralarını bekleyen izleyicilerin var. | Open Subtitles | أنت صورة متحركة، ولديك جماهير ينتظرونك للمزيد من القصص | 
| Adamları şimdi oradalar, senin ve kızının eve gelmesini bekliyorlar. | Open Subtitles | رجاله هناك الآن ينتظرونك و إبنتك لتقْدموا للوطن | 
| Benim derse gitmem lazım, çocuklar seni bekliyorlar. | Open Subtitles | أنظر يجب أن أذهب لعملي , الأطفال ينتظرونك هنا , حسناً ؟ | 
| Büyük hukuk firmaları da tek bir hata yapman için pusuda bekliyorlar. | Open Subtitles | و العديد من المحامين ينتظرونك بل إنهم يراهنون على أنك سوف ترتكب خطأ كبيرا ليقاضوك | 
| Oralarda bir yerde, o adamlar karanlıkta pusuya yatmış seni bekliyorlar. | Open Subtitles | في مكان ما في الخارج هؤلاء الرجال ينتظرونك في الظلام | 
| Senin onlara yardım etmeni bekliyorlar, çünkü sen öyle yaparsın. | Open Subtitles | ينتظرونك لتساعديهم، لأن هذا شأنك دائمًا. | 
| Size bir muhafız tayin edildi. Ahırda sizi bekliyorlar. | Open Subtitles | لقد تم تخصيص حارساً لكم إنهم ينتظرونك بالاسطبل | 
| Sizi kontrol odasında bekliyorlar Dr No. | Open Subtitles | ينتظرونك فى غرفة السيطرة ، دكتور نو | 
| Sizi alt katta bekliyorlar. | Open Subtitles | إنهم ينتظرونك في الطابق السفلي | 
| Koridorun sonundaki ofiste bekliyorlar. | Open Subtitles | إنهم ينتظرونك في آخر مكتب في القاعة | 
| Peki ya diğer tarafta seni bekliyor olursalar? | Open Subtitles | وماذا لو أنهم ينتظرونك على الجانب الآخر؟ | 
| Diğer şeylerin arasında ciddiyet ve pişmanlık seni bekliyor olacak. | Open Subtitles | من بين أمور أخرى الاعتدال والرصانة انهم ينتظرونك | 
| Tüm dostların ve ailen kilisede seni mi bekliyor şu an? | Open Subtitles | كل أصدقائك وعائلتك ينتظرونك في كنيسة ما الأن ؟ | 
| Tüm dostların ve ailen kilisede seni mi bekliyor şu an? | Open Subtitles | كل أصدقائك وعائلتك ينتظرونك في كنيسة ما الأن ؟ | 
| Gerçekten bahçede, senin gidip kendilerini ziyaret etmeni bekleyen ve sana bir kese yakut vermeye hevesli elflerin yaşadığına inanmıyorsun değil mi? | Open Subtitles | بانه هنالك اقزام صغار من يركضون حول الحديقة فقط ينتظرونك لتزورهم لكي يستطيعوا ان يعطوك حقيبة من الجواهر؟ | 
| Havaalanına vardığımızda bizi bekleyen kişilerle buluşacağız. | Open Subtitles | عندما نصل للمطار، سيكون هناك بعض الأشخاص ينتظرونك | 
| Uzaklarda herkes seni bekliyordur muhtemelen. | Open Subtitles | إنهم ينتظرونك بالمستقبل , صحيح؟ |