| Buradan birkaç kilometre uzakta arkadaşlarım bekliyor. | Open Subtitles | لدي بعض الأصدقاء ينتظرونني على بعد بضعة أميال |
| Hayır. Arkadaşım üst katta bekliyor. Böyle büyük bir ameliyat yaptıramam. | Open Subtitles | لا ، فأصدقائي ينتظرونني بالأعلى ولاوقتلديلجراحةكبيرةكهذه. |
| Bayan Brisbane, çok üzgünüm. Gitmeliyim. Beni bekliyorlar. | Open Subtitles | آنسة بريسبان ، أنا آسف جداً ، بجب أن أذهب ، هم ينتظرونني |
| Evet ama tiyatroda beni bekliyorlar Beni geri götür. | Open Subtitles | أجل أجل أحب روأيته.. لكنهم ينتظرونني في المسرح أعدني |
| Şimdi, eğer izin verirseniz, ofiste bekleyen müşterilerim var. | Open Subtitles | والآن، إن تأذن لي، فلدي زبائن ينتظرونني في المكتب |
| Evet, ama beni tiyatroda bekliyorlardır. | Open Subtitles | أجل أجل أحب روأيته.. لكنهم ينتظرونني في المسرح أعدني |
| Anna, dışarıda beni bekleyenler olduğunu bilmelisin. | Open Subtitles | آنا، يجب أن تفهمي هناك أناس في الخارج ينتظرونني |
| Tüm bunların yanında hastanede benim yanımda oturuyor olurlar ya da ben tiyatrodayken bekleme odasında bekliyor olurlar. | Open Subtitles | كانوا دائماً خلال محنتي بجانب سريري في المستشفى. أو ينتظرونني في غرف الانتظار عندما أكون في المسرح. |
| Bir sürü eski arkadaşım beni orda bekliyor. | Open Subtitles | العديد من االأصدقاء القدامى ينتظرونني هناك |
| ya da siyah takımlı iki kişi ayrılmam için bekliyor. | Open Subtitles | أو الاثنان اللذان في السيارة السوداء اللذان ينتظرونني أرحل؟ |
| Acelemizin kusuruna bakmayın ama Avusturya Başbakanı ve diğer 200 kişi beni bekliyor. | Open Subtitles | اعذريني على العجلة لكن رئيس الوزراء الاسترالي ومئتين اخرين ينتظرونني |
| Kızlarım yakınlarda beni bekliyor ama bir lider, insanlarının yanındaysa işe yarar. | Open Subtitles | قومي ينتظرونني في مكان قريب لكن القائد يكون مفيدا .إذا كان حاضرا للقيادة |
| Karım ve çocuklarım Hongkong'da bekliyor. | Open Subtitles | لدي زوجة وأطفال ينتظرونني في هونغ كونغ |
| Benim bir ekibim var.Ben bir ekipteyim Beni bekliyorlar. | Open Subtitles | عندي مجموعة ، انا مع المجموعة انهم ينتظرونني |
| Bırak söylesin. Çabuk olun madam, sunakta beni bekliyorlar. | Open Subtitles | دعيها تتكلم ، بسرعة سيدتي لأنهم ينتظرونني عند المذبح |
| Beni bekliyorlar. Okula gitmeliyim. | Open Subtitles | انهم ينتظرونني ، عليّ أن اذهب الى المدرسة |
| Öğle yemeği için evden bekliyorlar. | Open Subtitles | ينتظرونني في المنزل على الغداء |
| Çarşıda beni bekliyorlar. | Open Subtitles | إنهم ينتظرونني في السوق التجاري |
| Kladno'da, onları buraya aldırmamı bekleyen bir ailem var. | Open Subtitles | لدي عائلة في كلاندو ينتظرونني لأرسل لهم النقود |
| Yakınlarda güzelliğimi yaymam için bekleyen, uygun eşlerle dolu bir parti var . | Open Subtitles | هنالك حفلة قريبة مليئة بالخاطبين المؤهلين الذين ينتظرونني لنشر جمالي |
| Dışarda bekleyen bazı hayranlarım var galiba yani sizi bırakacağım | Open Subtitles | تقريبا هناك بعض المعجبين ينتظرونني في الخارج لذلك سأتركك و أرحل |
| Beni Bree'nin evinde bekliyorlardır. | Open Subtitles | انهم ينتظرونني نوعا ما في منزل بري |
| Yukarıda beni bekleyenler var. | Open Subtitles | هنالك قَوْم ينتظرونني بالأعلى |