| Ona holde beklemesini söyle. "Giyinmem gerek" de yüksek sesle. | Open Subtitles | اخبريه ان ينتظر في الممر لحين ترتدي ملابسك |
| - Taksiciye beklemesini söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرت سائق الأجرة .أن ينتظر في الخارج |
| Başkan görüşmek istedi. Yukarıda beklemesini söyledi. | Open Subtitles | أراد الرئيس مقابلته, وطلب مني جعله ينتظر في الطابق العلوي |
| Karanlık salonun sonunda bekleyen bir başka öcünün olması korkusu. | Open Subtitles | الخوف أن هناك بعبع آخر ينتظر في نهاية القاعة المظلمة |
| Fakat yukarıda, seni bekleyen çok önemli biri var. | Open Subtitles | حسناً , هناك شخص على درجة عالية من الأهمية يعرفكِ هنا و هو الآن ينتظر في غرفتك |
| Kapıcının bekleme odasında beklediğini gördüm. | Open Subtitles | تعلمون ، لقد رأيتُ البوّاب ينتظر في غرفة الإنتظار |
| Kapıcının bekleme odasında beklediğini gördüm. | Open Subtitles | تعلمون ، لقد رأيتُ البوّاب ينتظر في غرفة الإنتظار |
| Bir dakika beklemesini söyle, sonra da içeri getir. | Open Subtitles | اخبره ان ينتظر في الخارج دقيقة ثم ادخله |
| Biraz beklemesini söyle sonra da içeri al. | Open Subtitles | اخبره ان ينتظر في الخارج دقيقة ثم ادخله |
| Herkese sokakta beklemesini söyle. | Open Subtitles | اخبري الجميع بأن ينتظر في الساحه |
| Arabada beklemesini söyler misin? | Open Subtitles | هلا جعلته ينتظر في السيارة؟ |
| Arabada beklemesini söylemiştim. | Open Subtitles | اخبرته أن ينتظر في السيارة |
| Ona arabada beklemesini söyledim. | Open Subtitles | أخبرته أن ينتظر في السيـّارة |
| Arabada kendisini bekleyen bir suç ortağının olduğunu bilmek de bir his miydi? | Open Subtitles | وهو كان يحسّ أيضا بأنّه كان عنده متواطئ ينتظر في السيارة؟ |
| Sunnydale General'ın dördüncü katında, Nöroloji'de onu bekleyen bir uzman var. | Open Subtitles | هناك أخصائي في علم الأعصاب ينتظر في صانيدال |
| Bir sonraki durakta bekleyen yolcular var. | Open Subtitles | هو يحصل على المسافرين ينتظر في المحطة القادمة. |
| Körfezin dışında bizi bekleyen bir tekne var. | Open Subtitles | لدينا قارب ينتظر في الجانب الاخر من الشاطئ |
| Tom Stagg yoğun bakım bekleme odasında efendim. | Open Subtitles | "توم ستاغ" ينتظر في وحدة العناية المركزة يا سيدتي. |
| Çok daha, çok daha fazlası bekleme odasında sıra beklerdi. | Open Subtitles | و كان هناك الكثير ينتظر في الخارج |
| Tom Stagg yoğun bakım bekleme odasında efendim. | Open Subtitles | "توم ستاغ" ينتظر في وحدة العناية المركزة يا سيدتي. |
| Will'le konuşmak istiyorsanız hemen şu anda bekleme odasında. | Open Subtitles | إن (ويل) ينتظر في غرفة الانتظار إن شئتما التحدث إليه |