| Muhtemelen burada iniyorlar ve vadideki çiftliklere dağıtılıyorlar. | Open Subtitles | ربما ينزلون هنا و من ثمة يُحوَلَوُن إلى المزارع. في جميع أنحاء الوادي. |
| Seul istasyonunda inen insanları senin çekçeklerinin alıp götürüyor değil mi? | Open Subtitles | ..الناس الذين ينزلون من محطة سول أنهم يأخذون عرباتكم الخاصة .. |
| Çoğu ben yeni hastaları asansörle çıkartırken merdivenlerden iner. | Open Subtitles | أغلبهم ينزلون بواسطة الدرج حين أصاحب الواصلين الجدد بالمصعد |
| Düşük sınıf ve seviyeden insanları aşağı indirip çukuru temizletme uygulamasını durdurmamız gerek. | TED | نحن بحاجة إلى وقف ممارسة جعل الطبقات الدنيا والناس الأقل وضعا ينزلون وهم مجبرون على إفراغ الحفر. |
| Kurtarma ekibi onunla birlikte aşağıya iniyor. Buzda kaymış. | Open Subtitles | ان فريق الأنقاذ ينزلون به الان ينزلون الى سفح الجبل |
| Çocukken her sabah binlerce erkeğin o tepeden aşağıya tersanede çalışmaya indiğini görürdüm. | TED | كطفل وفي صبيحة كل يوم، كنت أشاهد الآلاف من الرجال ينزلون من ذلك التل للعمل في حوض بناء السفن. |
| Mahkumlar buraya inmiyorlar mı? | Open Subtitles | ألا ينزلون الـي هنا؟ |
| aşağı indikleri zaman çok tuhaf olacak. | Open Subtitles | أحتاج للذهاب للتخييم هذا سيكون مربكاً عندما ينزلون هنا |
| Bodruma iniyorlar Werner. Karanlıkta... | Open Subtitles | انهم ينزلون من فتحة انه مظلم |
| Aman Tanrım, aşağı iniyorlar. | Open Subtitles | أوه،اللهي، إنهم ينزلون للأسفل |
| Sonra zeminden geçerek alt kata iniyorlar. | Open Subtitles | ثم ينزلون الى الطابق السفلي |
| Tekneden Kanada'ya inen bu adamlar, Nazi selami vermekte israr ediyor, sadece tek kolu olan sunlar bile. | Open Subtitles | أصر هؤلاء الرجال الذين ينزلون عن المركب الى كندا على اداء التحيه حتى اولئك ذوى الزراع الواحده |
| Yukarı çıkan bir adama göre hazırlanmış aşağı çocukla inen bir adamın ağırlığına göre değil. | Open Subtitles | كان معنياً له أنّ يتحمّل وزناً لرجل يتسلّق للأعلى، وليس وزناً لرجل وطفل ينزلون إلى الأسفل. |
| Film yıldızları hep merdivenlerden aşağı iner. | Open Subtitles | النجوم السينمائيون ينزلون دائمًا من الدرج |
| İnsanlar vagondan iner gibi, boşaltıyorlar. | Open Subtitles | إنها حركة مثل أشخاص ينزلون من القطار إنه إخلاء |
| Havnor'un Beyaz Kuleleri... güneyin sert insanları hiç aşağı inmediler. | Open Subtitles | وأبراج هافنور البيضاء هؤلاء القوم القاسين الذين لا ينزلون لليابسة أبداً |
| - İkisi arka merdivenlerden iniyor. | Open Subtitles | اثنان الذين ينزلون عن السّلالم الخلفيّة الباقي، |
| Dağ trolleri ne zamandan beri bu kadar güneye iniyor? | Open Subtitles | "منذ متى كان "عمالقة كهوف الجبال ينزلون كلّ هذه المسافة جنوبًا؟ |
| Saat 12'yi vurduğunda aşağıya uzanıp zamanı durdururlar. | Open Subtitles | عندما تبلغ الساعة تمام الثانية عشرة هم ينزلون و يوقفون الوقت |
| Mahkumlar buraya inmiyorlar mı? | Open Subtitles | ألا ينزلون الـي هنا؟ |
| Ama aşağıya inmiyorlar. | Open Subtitles | لكنّهم لا ينزلون. |
| - Yeraltına indikleri zaman görüntü kesilebilir Sayın Başkan. - Tamam. | Open Subtitles | عندما ينزلون إلى تحت الأرض توقع أن يتشوش الإتصال يا سيدي الرئيس |