| Doğru bilgileri toplayan casuslar var ve yanlış bilgileri yayan casuslar var. | Open Subtitles | هناك الجواسيس الذين يجمعون المعلومات الجيدة. و أخيراً الجواسيس الذي ينشرون المعلومات السيئة |
| Doğru bilgileri toplayan casuslar var ve yanlış bilgileri yayan casuslar var. | Open Subtitles | هناك الجواسيس الذين يجمعون المعلومات الجيدة. و أخيراً الجواسيس الذي ينشرون المعلومات السيئة |
| Onu hala basıyorlar mı? | Open Subtitles | لازالوا ينشرون ذلك؟ |
| Neden bu fotoğraflarımızı basıyorlar? | Open Subtitles | لم ينشرون هذه الصور عنّا؟ |
| Bu arada bilgin olsun çocuklar biriyle arkın altında seviştiğine dair dedikodu yayıyorlar. | Open Subtitles | وأيضاً لكي انبهك فقط الأطفال ينشرون الاشاعات عن مضاجعتك لشخص ما تحت السفينة |
| Oradan geçenlerin kalplerine korku salarlar. | Open Subtitles | ينشرون الرعب بقلوب كلّ العابرين. |
| Haberciler belki çarpık ve canavarca şeyler, Hannigan belki kaos ve ölüm yayarlar, aklını karıştırırlar ama asla yalan söylemezler. | Open Subtitles | قد يكون الهاربينجر وحشى ومنحرفياهانيجن... وقد ينشرون الفوضى والموت ويقلبون تفكيرك راسا على عقب ولكنهم لا يكذبون ابدا |
| Boyd'la Darryl haber salmıştır. | Open Subtitles | أعتقد أن " بويد وديرل " ينشرون نبأ ألبحث عنه |
| Dünyada Noel ruhunu çocuklara yayan, neyin önemli olduğunu hatırlayan birçok elçiden biriyim. | Open Subtitles | واحد من العديد ممن ينشرون روح عيد الميلاد للأطفال حول العالم تذكيرهم بما هو مهم |
| Oğlu hakkında bu acınası yalanları yayan korkakları gölgelerin arasından çıkmaya çağırıyor. | Open Subtitles | إنها تدعوا الجبناء الذي ينشرون هذه الأكاذيب البائسة حول ابنها للخروج من الظلام |
| Brian, kitabını basıyorlar. | Open Subtitles | برايان) انهم ينشرون كتابك) |
| Sürekli buhar yayıyorlar. Vadide büyük bir karışıklığa sebep oldu! | Open Subtitles | انهم ينشرون السموم و الوادي اصبح كالمجنون |
| Etrafta söylenti yayıyorlar. Senin deneyip onu yakalamanı istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم ينشرون الخبر يريدونك أن تعثر عليه |
| Bir kelimeyi kuantum hızıyla dünyaya yayıyorlar. | Open Subtitles | هم ينشرون الكلمة الموحدة حول العالم |
| Ölüler, kötü bir ölü kokusu salarlar. | Open Subtitles | الموتى العتاة" ينشرون رحيقاً" .كريهاً من حولهم |
| Hastalık ve fahişeliği yayarlar. | Open Subtitles | ينشرون الامراض والدعاره |
| Boyd'la Darryl haber salmıştır. | Open Subtitles | أعتقد أن " بويد وديرل " ينشرون نبأ ألبحث عنه |