| Beni kurtarmak için. Bana bir şey olmasın diye. | Open Subtitles | كي ينقذني ويحميني من أي شيء يحدث لي |
| Ve bu benim çıkıp beni kurtaracak tek şeyi bulmama engel oluyor. | Open Subtitles | وهو الذي يمنعني من الخروج والحصول على الشيئ الوحيد الذي قد ينقذني |
| Üstad Kenobi, benim olağanüstü Jedi Şövalyem bir kez daha kurtarmaya gelmiş. | Open Subtitles | حسنا , المعلم كانوبي فارسي الجيداي اللامع جاء ينقذني مرة اخرى |
| Gerçek aşkım beni kurtarması için o kuleye yerleştirildim. | Open Subtitles | ووضعت في برج في انتظار اليوم الذي ينقذني فيه حبيبي الحقيقي |
| Teğmen Cameron, benim hayatımı kurtarırken öldü. | Open Subtitles | ان الملازم كاميرون مات وهو ينقذني |
| Sana ölüm kalım meselesi diyorum! Beni kurtarabilir! | Open Subtitles | إنها مسألة حياة أو موت المعطف سوف ينقذني |
| Neden bilmem ama, babamın beni kurtarmasını bekliyordum. | Open Subtitles | لا أعرف لماذا كنت أتوقع أن ينقذني أبي |
| Eğer bu gece sen olmasaydın yapamazdım, ciddiyim, payını al. Kayıtlara geçsin diye söylüyorum asıl bütün gece beni kurtaran sendin. | Open Subtitles | للعلم، لقد كنتي أنتي من ينقذني طوال الّليلة |
| Ama yapacağın bu şey beni kurtarmayacak. | Open Subtitles | لكنماتفعله, هذا لن ينقذني |
| Beni kurtarmak için değil seni kurtarmak için aradı. | Open Subtitles | لم يتصل لكي ينقذني أراد أن ينقذك أنت. |
| Lord Farquaad'a söyleyebilirsin eğer beni tam olarak kurtarmak istiyorsa, | Open Subtitles | يمكنك أن تخبر اللورد (فاركواد) أنه إن كان يريد أن ينقذني |
| Bu bir tuzak. Aang, beni kurtarmak için ortaya çıktığında onu o küçük Ateş Ulusu pençelerinle yakalayabileceksin. | Open Subtitles | حتى ينقذني ( آنج ) و تمسك به بين براثنك النارية |
| Beni kurtaracak tek şey katilin kimliğini öğrenmek olacak. | Open Subtitles | الأمر الوحيد الذي سوف ينقذني هو إيجاد القاتل الحقيقي |
| Beni ve bu kiliseyi kurtaracak kişinin sen olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | قال بأنّك ستكون من ينقذني ومن ينقذ تلك الكنيسة. -ماذا؟ |
| "Zahmet etmeyin, Tanrı beni kurtaracak." Sonra buhar gemisi gelir; | Open Subtitles | فيقول "شكرا لك، سوف ينقذني الله". ثم تأتي سفينة بخارية، |
| Victor hep beni bu durumdan kurtarmaya çalışırdı. | Open Subtitles | فيكتور دائماً ينقذني من هذه الأوضاع |
| Artık benim gibi biri değildi ama her zaman beni kurtarmaya çalışırdı. | Open Subtitles | لم اعد اعجبه، ولكن، أم ... كان دائما ينقذني. |
| Bir kez olsun birisinin beni kurtarması güzeldi. | Open Subtitles | كان لطيفاً وجود أحد ينقذني من باب التغيير |
| Benim hayatımı kurtarırken bacağından yaralanmıştı. | Open Subtitles | لقد آذى قدمه عندما حاول ... أن ينقذني منذ زمن بعيد ... |
| O kadının pençelerinden beni bir tek o kurtarabilir. | Open Subtitles | هو الوحيد الذي يستطيع أن ينقذني من أي خطر |
| Beni kurtarmasını umduğum son insan sensin. | Open Subtitles | أنت آخر من أتوقع أن ينقذني |
| Clark Kent'in centilmen FBI ajanı dostu her zaman beni kurtaran kişi miymiş? | Open Subtitles | صديق (كلارك كنت) عميل المباحث الفيدرالية هو من ينقذني دائماً ؟ |
| Kitabım, beni gazetecilikten kurtarmayacak. | Open Subtitles | كتابي لن ينقذني من الصحافة |
| Bu ne beni ne de seni kurtarır ama buradan birimizin canlı çıkmasını sağlar. | Open Subtitles | هذا لن ينقذني بمقدار ما سينقذك و لكن هذا يضمن لنا خروج احدنا علي قيد الحياة |
| Ama gerçek aşkım tarafından kurtarılmam gerekiyordu, bir dev ve evcil hayvan tarafından değil. | Open Subtitles | لكن يجب أن يكون حبي الحقيقي هو من ينقذني وليس بواسطة أوجر وحيوانه الأليف |
| Ama beni kurtarabilecek sadece tek birşey düşünebiliyorum. | Open Subtitles | لكن يمكنني التفكير في حل يمكن أن ينقذني |