| Bütün köylerini, yüklerini ve kulübelerini taşıyorlar... | Open Subtitles | انهم ينقلون القريه بأكمالها، العربات . الأكواخ، وكل شيئ |
| Gördüğüm kadarıyla canlı hayvan taşıyorlar. | Open Subtitles | يبدو وكأنهم ينقلون الثروة الحيوانية إلى. |
| Burada olduğumuzu biliyorlar. Başkanı kilitleme yerine götürüyorlar. Bulun onu. | Open Subtitles | يعلمون بأننا هنا إنهم ينقلون الرئيسة للغرفة الاَمنة. |
| Marty'i sonsuza dek başka hayvanat bahçesine transfer ederler. | Open Subtitles | سيصبحون مجانين كثيرا وسوف ينقلون مارتي للأبد |
| Şimdi uçakla bir Aort travması gönderiyorlar buraya. | Open Subtitles | ينقلون حالة إصابة بالشريان الأبهر على طائرة ، وهم في الطريق الينا الآن |
| Patronların dikkati dağınıktı. Bir şey naklediyorlar. | Open Subtitles | الزعماء كانوا مرتبكون إنهم ينقلون شيئًا ما |
| Vahşi doğuda kargo ve mülteci taşıyan sert adamlar. | Open Subtitles | رجال جامحين ينقلون البضائع واللجئين في الشرق |
| Bilirsin, Ödül kazanan insanların çoğu, taş taşıyorlarmış gibi gözükmezler. | Open Subtitles | عندما يفوز معظم الناس بجائزة فلا يبدون كأنهم ينقلون حجراً |
| Evet efendim. Şu anda torpidoyu taşıyorlar. | Open Subtitles | أجل سيدي، إنهم ينقلون الطوربيد للموقع الآن |
| Evet efendim. Şu anda torpidoyu taşıyorlar. | Open Subtitles | أجل سيدي، إنهم ينقلون الطوربيد للموقع الآن |
| Emir komuta zincirinde bilgi geçişi için bir makamdan başka bir makama dosya taşıyorlar. | Open Subtitles | يحملون الملفات من محطة لمحطة ينقلون المعلومات في سلسلة القيادة |
| Bu da demek ki dünyanın her yerinde teröristlere ve tiranlara silah ve mühimmat taşıyorlar. | Open Subtitles | ذلك يعني أن ينقلون الذخيرة والأسلحة إلى طغاة وإرهابيين في جميع أنحاء العالم. |
| Basım işlerini Çin'e taşıyorlar. | Open Subtitles | إنهم ينقلون جميع أعمال الطباعة إلى الصين |
| Onun adamları üniformaları sayesinde tonlarca ürünü fark edilmeden taşıyorlar. | Open Subtitles | لكن رجاله ينقلون المنتج دون أن يلاحظوا بسبب زيّهم |
| Babamı götürüyorlar, ve tüm ajanları üsse çağırıyorlar. | Open Subtitles | إنهم ينقلون أبى ويريد ان يعود كل العملاء للقاعدة |
| Babamı götürüyorlar ve tüm ajanların karargâha geri dönmesini istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم ينقلون أبى ويريد ان يعود كل العملاء للقاعدة |
| Kategori 1'leri sabah 6'da götürüyorlar. Onu modüle götürecekler. | Open Subtitles | إنهم ينقلون الفئة الأولى في الساعة السادسة سيأخذونه للوحدة |
| Onların momentumu topa transfer olur. | Open Subtitles | عندما يقذف هذان الرجُلان بكُرَة السلّة تلك ذهاباً و إياباً، فإنهم ينقلون القوّة الدافعة للكُرة |
| Test denekleri karşılığında dışarı gizlice uyuşturucu gönderiyorlar. | Open Subtitles | انهم ينقلون المخدرات بسرية للخارج مقابل اجراء التجارب على العينات |
| Patronların dikkati dağınıktı. Bir şey naklediyorlar. | Open Subtitles | الزعماء كانوا مرتبكون إنهم ينقلون شيئًا ما |
| - Kutu taşıyan vampirler yok muydu? | Open Subtitles | لا وجود لمصاصي الدماء الذين ينقلون الصناديق ؟ |
| Müdüre göre, tek yollu yapay içeren şişeler taşıyorlarmış, programlanabilir DNA'lar yani. | Open Subtitles | و وفقاً للمدير فانهم كانوا ينقلون قارورة تحتوي على حبل اصطناعي من الحامض النووي المبرمج |
| Bu şeyleri çekerek taşıyorlardı. | Open Subtitles | -كانوا ينقلون تلك الأشياء، حينها إندلعت الحرب |
| Denizaltı, müttefik kuvvetleri tarafından ağır ateş altında kalıp bu takımadalar civarında battığı sırada ellerindeki tüm stoku denizaltıyla naklediyorlardı. | Open Subtitles | كانوا ينقلون مخزونهم الوحيد منه في غوّاصة. حينئذٍ هاجمتهم قوّات الحلفاء بكثافة، وانحصروا تحت مياه سلسلة الجزر هذه. |