"يهتمون" - Translation from Arabic to Turkish

• umurlarında
• değer
• umursamıyorlar
• önemsiyor
• önemsiyorlar
• ilgileniyorlar
• önemsemiyorlar
• ilgileniyor
• seven
• umursayan
• umursuyorlar
• umursamazlar
• önemli
• umurumda
• umursuyor

Memeler ve kalça. Memeler ve kalça. umurlarında olan tek şey bu.
الصدور و المؤخرات ، هذا كل ما يهتمون به ، شكراً لك

Neden? Çünkü tümler bencil çoğaltıcılardır ne biz, ne gezegenimiz ne de başka şeyler umurlarında.
لماذا ؟ لأن التيمات مكررات أنانية ولا يهتمون بنا، ولا بكوكبنا، ولا بأي شيء آخر..

Ona değer veren kişilerle bir gece geçirmek ona iyi gelir.
يمكنها حقا ان تستفيد من ليلة بالخارج مع اشخاص يهتمون بأمرها

Çok zor bir dünya. İnsanlar eskiden olduğu gibi umursamıyorlar.
الوضع صعب هناك, اعني, الأشخاص لا يهتمون كما كانوا يفعلون

Kimse önemsemiyor. İnsanlar sadece seni önemsiyor.
إنهم لا يكترثون لذلك وما يهتمون به هو أنت.

İnsanlar sadece ama sadece 3 şeyi önemsiyorlar: fiyat, fiyat, fiyat.
إنهم يهتمون فقط بثلاثة أشياء وفقط ثلاثة أشياء: السعر، السعر، السعر.

Köpekbalıkları buraya yiyecek için geldi ama yüzeydeki her şeyle ilgileniyorlar.
اسماك القرش هنا لكي تتغذى ولكنهم يهتمون بأي شيء على السطح

Basın seni bir canavara çevirdi çünkü gerçeği önemsemiyorlar. Tek ilgilendikleri eğlence.
،الإعلام يظهرك كالوحش لأنهم لا يهتمون بالحقيقة كل ما يهمهم هو التسلية

Herkes böyle bir şey istemez ama umurlarında değil.
لا يرغب كل شخص في شراؤه لكنهم لا يهتمون.

umurlarında değil. Onları önergelerle boğabilirim. İki tane sundum bile.
إنهم لا يهتمون , كل ما أستطيعه هو أن أريهم الأحداث , أرسلت لهم ملفين إلى الآن

Üretimin aksaması falan, buradaki bazı subayların umurlarında bile değil. Bunu anlamalısın.
عليك أن تفهم أن بعض الضباط هنا يهتمون بالانتاج

Kim bilir, belki de Maya, ona değer veren insanların onu hala aradığını bilirse eve daha çabuk döner.
من يعلم؟ ربما مايا فكرت بأن تأتي الى البيت بسرعة اذا علمت لأن الناس الذين يهتمون بها يبحثون عنها

İnsanlar değer verdikleri davalar adına potansiyellerinin ne olduğunu sonuna kadar görüp, ölçebilmeyi arzu ediyorlar.
الناس يتوقون ليقيسوا البعد الكلي لمقدراتهم للقضايا التي يهتمون بها كثيراً

Yani devlet kurumları ile ilgili bir problemle karşılaştıklarında, seslerini çıkarmayı çok da umursamıyorlar.
وبالتالي حين يواجهون مشاكل الحكومة لا يهتمون كثيرا حول استخدام أصواتهم.

Bilinçli yatırımcılar, ÇSY sorunlarını önemsiyor.
وهم يهتمون بقضايا الحوكمة البيئية والاجتماعية وحوكمة الشركات.

Hepsinin ortak noktası, hastalarının için kalite açısından başarılarını gerçekten önemsiyorlar.
الشيء الوحيد الذي لديهم في العموم هو أنهم يهتمون بما يحققون فيما يخص الجودة بالنسبة لمرضاهم.

Ardından iklim değişikliği gibi büyük sorunlarla ilgileniyorlar.
ثم يهتمون بالقضايا الكبيرة مثل التغير المناخي.

Müşterilerimizin bizi önemsediğini düşünmeye başlıyoruz ama aslında önemsemiyorlar.
في البداية، نعتقد جميعاً أن عملائنا يهتمون لأمرنا، لكي في الواقع، لا يبالون

Bizimle ilgileniyor gibi görünmüyorlar. Bir iki dakika içinde işimizi bitirmiş olacağız.
لا يبدو أنهم يهتمون بنا يمكن أن نؤكل فى دقيقه أو اثنتين

Bak seni seven ne çok kişi var.
انظري إلى كمية الاشخاص الذين يهتمون لأمرك

Bütün bunları umursayan bizler, bunların gerçek maliyetini bilirsek daha iyi hareket edebiliriz.
الذين يهتمون بأمر هذا العالم سيتصرفون بشكل افضل إذا عرفنا التكاليف الحقيقية لهذه الأشياء.

Elbette hastalarını umursuyorlar. Ama kendilerini daha çok umursuyorlar.
بالطبع يهتمون بمرضاهم لكنهم يهتمون بأنفسهم أكثر

Seni almak istedikleri sürece umursamazlar.
طالما أنهم سيحصلون عليك ، فلا أعتقد أنهم يهتمون

Tarzını boş ver, önemli olan senin burada olman, Sultan.
لا يهتمون أسلوبه، كل ما يهمني هو أن كنت سلطان.

O, Jonny umurumda değil onun hakkında ilk şey bilmiyor.
انها لا يهتمون جوني، أنها لا تعرف أول شيء عنه.

Araştırmalar gösteriyor ki, yeni nesil iş gücü işlerinin daha büyük bir anlamı olmasını umursuyor.
أظهرت الدراسات أن الجيل القادم من القوى العاملة يهتمون بكون عملهم يحدث تأثيراً أكبر.