| Polisler ateş açarak geliyorlar. Onun çocuğunun durumu umurlarında bile değil. | Open Subtitles | الشرطة سيجيئون بإطلاق النار هم لا يهتمّون بإبنه |
| Kim olduğun umurlarında. Bu herifler delirmiş, Bay Montiel. | Open Subtitles | يهتمّون من أنت هؤلاء الرجال مجانين سّيد مونتيل |
| Günümüzde şirketler, şirketin başına ne oyuncakları ne de çocukları düşünen bu Wall Street yırtıcılarını getiriyor. | Open Subtitles | في وقتنا هذا، تأتي الشركات بهؤلاء الأشخاص لعالم البورصه. الذين لا يهتمّون بالألعاب أو الأطفال. |
| Kendi ihtiyaçlarından çok ona bunu sağlamayı düşünen kişilere muhtaç. | Open Subtitles | أناس يهتمّون بمنحه الاستقرار أكثر من تلبية احتياجاتهم. |
| Biz hâlâ buradayız. Arkadaşlarımız orada. Sana değer veren insanlar. | Open Subtitles | إنّنا ما نزال بالخارج وأصدقاؤنا بالداخل، هم قوم يهتمّون بك. |
| Yani, beni önemseyen arkadaşlarım var, ama bazen kendimi çok yalnız hissediyorum. | Open Subtitles | أعني، لديّ أصدقاء وأناس يهتمّون لأمري ولكنّي أشعر بالوحدة أحياناً |
| Bir kez biraya gelince başka hiç birşeyle ilgilenmezler. | Open Subtitles | ، بمجرّد اجتماعهم لا يعودوا يهتمّون بأيّ شيء. |
| Burada bir tek onlar bize aldırmıyorlar... bu da onların sonu olacak. | Open Subtitles | إنهم الوحيدون هنا الذين لا يهتمّون بنا وهذا الذي سينهيهم |
| Çöplerini nasıl attıklarını umursamıyorlar... | Open Subtitles | إنّهم لا يهتمّون كيف تجاهلوا الكلام عن النّاس |
| Tanıdığım insanlar... Sana benzemiyorlar. umurlarında değil. | Open Subtitles | من أُقابلهم من الناس ليسوا مثلك، إنّهم لا يهتمّون. |
| Aslında umurlarında değil. Hakkımda bir şey bilmiyorlar ki. | Open Subtitles | هم لا يهتمّون حقًّا، هم يجهلون كل شيء عنّي. |
| Burası, hastaları yaşamış mı ölmüş mü umurlarında olmayan doktorlarla dolu. | Open Subtitles | هذا المكان مليء بالأطبّاء الذين لا يهتمّون لو عاش مرضاهم أو ماتوا. |
| Heryerde düşmanlar görüyorsun, ama seni gerçekten düşünen insanları göremiyorsun. | Open Subtitles | ترين الأعداء في كلّ مكان، لكنّكِ تعجزين عن رؤية من يهتمّون لأمركِ حقاً! |
| Heryerde düşmanlar görüyorsun, ama seni gerçekten düşünen insanları göremiyorsun. | Open Subtitles | ترين الأعداء في كلّ مكان، لكنّكِ تعجزين عن رؤية من يهتمّون لأمركِ حقاً! |
| Yemek olayını çok düşünen insanlar garip oluyor. | Open Subtitles | الذين يهتمّون بالطعام غريبون جدّاً. |
| Belki de, tüm sakladığın o sırlar değer verdiğin insanlara bazen yalan söylemek zorunda bırakıyordur seni. | Open Subtitles | ربّما جميع من يخفون الأسرار يضطرون للكذب على الاشخاص الذين يهتمّون لامرهم |
| Burada mutluyum. Bana değer veren arkadaşlarım var. | Open Subtitles | أنا سعيدة هنا، لديّ أصدقاء يهتمّون لأمري |
| Bu, onu önemseyen biz için rahatlatıcı bir şeydi. | Open Subtitles | كان الأمر مُريحاً لأؤلئك الذين يهتمّون لها. |
| Burada seni önemseyen insanlar var. | Open Subtitles | بعض الأشخاص هنا يهتمّون لأمرك |
| Kitapların bilmem kaç satan listelerinde olmalarıyla ilgilenmezler. Evet. | Open Subtitles | لا يهتمّون إن كان الكِتاب مُتصدّر في أيّ قائمةٍ كانت. |
| Federaller hiçbir zaman gerçekle ilgilenmezler, tatlım. | Open Subtitles | الفيدراليّون لا يهتمّون بالحقيقة أبداً يا عزيزتي. طيّب. |
| Ölmesine aldırmıyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يهتمّون حتى بموتها |
| Çöplerini nasıl attıklarını umursamıyorlar... | Open Subtitles | إنّهم لا يهتمّون كيف تجاهلوا الكلام عن النّاس |