| Benjamin Colerige Turner 1888'de vefat etmiş ama karısının ölüm tarihi yok. | Open Subtitles | بنجامين كولريج تيرنر، ماتَ في عام 1888م بالرغم من ذلك فلا يوجد تاريخ وفاة لزوجته |
| Bu çok ilginç, onunda ölüm tarihi yok. | Open Subtitles | هذا غريب بالفعل. فلا يوجد تاريخ لوفاتِه أيضاً |
| Bunda son kullanma tarihi yok. | Open Subtitles | لا يوجد تاريخ انتهاء صلاحية على هذه. |
| Burada bir tarih var, ve jilet kenarında dans ettiğini ve aldığın her nefesin dikkatimizde olduğunu söylemek hiç hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | يوجد تاريخ هُنا لذا فأنا لا أمزح عندما أخبرك بأنك ترقص على حافة شفرة حلاقة وكل نفس تأخذه نقوم بأخذه فى إعتبارنا |
| Kimliği yepyeni. Kredi geçmişi yok. Ehliyet numarası da sahte. | Open Subtitles | هويّته جديدة تماماً، لا يوجد تاريخ إئتماني، ورقم رخصة قيادته مزيّف |
| Bu ilanda bir tarih yok, çok garip. | Open Subtitles | ، لا يوجد تاريخ على الإعلان غريب |
| Burada yazılacak bir tarih var, Lester. | Open Subtitles | يوجد تاريخ يمكن صناعته هُنا يا ليستر. |
| Burada bir tarih yatiyor. | Open Subtitles | يوجد تاريخ هنا |
| Cortez Bodega. Bir de tarih var. Ayın 28'i. | Open Subtitles | و يوجد تاريخ أيضاً الجمعة 28.. |
| tarih var mı? | Open Subtitles | هل يوجد تاريخ ؟ |
| Mesajlaşma ya da Skype geçmişi yok. | Open Subtitles | لا يوجد تاريخ محادثات على السكايب و برنامج المحادثة |
| - Alkolizm geçmişi yok ama kredi kartı kayıtları ve güvenlik kameralarına göre gündüzleri içiyor. | Open Subtitles | - لا يوجد تاريخ إدمان كحول - ولكن سجلات بطاقات الإئتمان وكاميرات المراقبة تشير إلى أنه كان يشرب خلال النهار |
| Akıl hastalığı geçmişi yok. | Open Subtitles | لا يوجد تاريخ من مرض عقلي |