Geri dönemeyecekmiş, Rahibe Peter Marie'nin toplantıyı yönetmesini istiyor. | Open Subtitles | لن يتمكنَ من العودةِ في المَوعِد و يودُ أن تُديرَ الأُخت بيتَر ماري الاجتماع |
Herkes böyle adamların hak ettiklerini almalarını istiyor ama kimse parmağını kımıldatmıyor. | Open Subtitles | الجميعُ يودُ أن يعطي بعض الناس مايستحقون لكنهم لايحركون ساكناً |
Charlie birşeyler söylemek istiyor. | Open Subtitles | تشارلي يودُ أن يبلغكم بأمرٍ ما. |
- Niye? Bane'i bulmak istiyor. Senin bulabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | يودُ أن يجد (بينز)، يقول أنكِ تعرفين كيف تجدينه |
Seni öldürmek istiyor. | Open Subtitles | إنه يودُ أن يقتلك. |
O arkadaş olmak istiyor. | Open Subtitles | يودُ أن تكونا صديقين |
Madem ki herkes evde aptalca şeyler giyerek dolaşmak istiyor öyleyse bak ben de ne yapacağım, Schmidt. | Open Subtitles | {\pos(192,212)}،الجميع يودُ أن يدور في المنزل مرتدياً، جميع أنواع الأشياء الغبيّة {\pos(192,212)}(إذن، خمّن ماذا سأفعّل (شميت أنا سأرتدي المناديل على وجهي |
Bay Lawson size kisisel olarak tesekkür etmek istiyor. | Open Subtitles | السيد (لاوسن)، يودُ أن يشكُركِ بنفسه |