| Yorkshire'dayken Binbaşı Gordon bana ilgi gösteriyordu. | Open Subtitles | ماجور غوردون ,كان مهتماً بي من قبل في يوركشير |
| Seni üzmek istemezdim ama görünüşe göre, Yorkshire'da bir meyhanede çalışıyormuş. | Open Subtitles | لا أريد إزعاجك .. ولكن يبدو بأنه عاد إلى يوركشير ويعمل في حانة عامة |
| Yorkshire Ripper'da ufak tefek şeylerin çıkıyordu, hatırlıyorum. | Open Subtitles | إنّني أتذكر كتابتكِ عن قضية سفاح يوركشير |
| Yorkshire'daki bütün birlik komutanlarına verilen bir yemekte onur konuğuyum. | Open Subtitles | أنا ضيف شرف في عشاء لجميع الضباط المسؤولين القادمين من يوركشير ولا يمكنني التملص منه |
| Belki de Sinderby'nin bir Yorkshire köyü olması ve onların da sadece oradan bir ev almış olması yüzündendir. | Open Subtitles | ربما لأن سيندربي قرية في يوركشير وكانوا قد اشتروا منزلاً باسم القرية للتو |
| Eşim ve kızım Yorkshire'a araba turuna gittiler. | Open Subtitles | لأن زوجي وإبنتي خرجوا في نزهة إلى "يوركشير". |
| O da size Yorkshire'dan topraklar verecek. | Open Subtitles | وسيعطي كل واحد منكم ... ممتلكات في يوركشير |
| Pontefract Kalesi Yorkshire, Kuzey İngiltere | Open Subtitles | قلعة ستراتفورد يوركشير, شمال إنجلترا |
| İlk rehine Cornwall'dan ikincisi Londra'dan, ...aksanına bakarsak, üçüncüsü Yorkshire'dan. | Open Subtitles | الرهينة الأولى كانت من "كورن وول" والثانية من "لندن" والثالثة من "يوركشير" استناداً إلى لهجتها ما الذي يفعله؟ |
| Ben küçük bir kızken, Yorkshire'da yaşayan büyükannem de bahçesinde bu karadutlardan yetiştirirdi. | Open Subtitles | عندما كنت طفلة صغيرة،جدتى عاشت فى "يوركشير" و كان لديها توت لوغان فى حديقتها. |
| Önce Yorkshire sonra da Londra ve Bayan Swire. | Open Subtitles | -هواء يوركشير العليل .. يتبعه لندن والآنسة سواير |
| Yorkshire domuzuna bakmaya götürdü ve-- | Open Subtitles | ..ليريني حيوانه الأليف يوركشير, و |
| Ayrıca, Kuzey Yorkshire'in fâili meçhul davasından bilgi geldi. | Open Subtitles | أيضاً، تفاصيل قضية شمال يوركشير |
| Ve biz, Yorkshire'ın dünyadaki tek yer olduğunu öğrendik Üçümüzde bir araba kazasında oldu. | Open Subtitles | وتوصّلنا إلى أنّ"يوركشير" هى المكان الوحيد على وجه الأرض الذي تعرّض فيه ثلاثتُنا لحادث سيارة |
| Her neyse, hala Yorkshire'da olduğumuz için mutluyum, | Open Subtitles | على كُلّ، أنا مسرورٌ لأننا ما زلنا "في "يوركشير |
| Kazayı Yorkshire'da yaptık. Eve gitmeliyiz. | Open Subtitles | لقد حطمنا السيارة في "يوركشير". |
| Fırında biftek, Yorkshire pudingi ve içecek olarak da elma şarabı. | Open Subtitles | لحممشويوحلوى"يوركشير"و.. ـ ماذا ستطلب؟ |
| 1893 Yorkshire. Yeterince yakındır. | Open Subtitles | يوركشير 1893 قريبة بما يكفي |
| - Tamam, sonra anlatırsın. - Efendim, Jack Marshall eskiden Kuzey Yorkshire'de yaşarmış, Whitby'e sekiz kilometre ötede. | Open Subtitles | -حسناً، لاحقاً سيدي، (جاك مارشل) كان يعيش في "نورث يوركشير" على بعد خمسة أميال من ويتبي |
| Royal Yorkshire devir almalarını desteklemeleri için bütün mali bağışçılarımıza yazmış. | Open Subtitles | راسلت مستشفى (رويال يوركشير) جميع المانحين الماليين لدعمنا أمام السيطرة |