| Arabasını yolda bıraktığını söyledi. Biz uyuyor olabilirmişiz ve bizi uyandırmak istememiş. | Open Subtitles | قال انه تركها اسفل الطريق خوفا منه اننا قد نكون قد نمنا ويخشى ان يوقظنا |
| Sabah sekizde bizi uyandırmak için de geri geleceğini size hatırlatayım. | Open Subtitles | يجب علي أن أذكركم أنه سيعود ليعزف و يوقظنا عند الثامنة صباحاً |
| Neden kimse bizi uyandırmadı? | Open Subtitles | لماذا لم يوقظنا احد ؟ |
| Neden kimse bizi uyandırmadı? | Open Subtitles | أنتم ! لمَ لم يوقظنا أحد؟ |
| Bu bir tür... uyanış mı? | Open Subtitles | انه... يوقظنا.. ! |
| Uyanmak için buna ihtiyacımız vardı, değil mi ajan Desmond? | Open Subtitles | نحن بحاجة لشيء يوقظنا... أليس كذلك، عميل (ديزموند) ؟ |
| Çoktan bizi uyandırması gerekirdi. Elyan? | Open Subtitles | كانَ يفترضُ ان يوقظنا من قبل "إليان"؟ |
| Çalıştırıp, bizi uyandırmak istemedi. | Open Subtitles | لم يرد أن يوقظنا عندما شغلها |
| Bu bir tür... uyanış mı? | Open Subtitles | انه... يوقظنا.. ! |
| Bunun bizi Framework'dan çıkarıp uyandırması gerekiyordu. | Open Subtitles | ينبغي عليه أن يقطع ارتباطنا ب(الإطار)،و يوقظنا |