| Size Noel'in ne olduğunu söyleyeyim, sıradan bir iş günü. | Open Subtitles | وما هو المجيد جداً في هذا؟ انا سأخبرك ما هو عيدالميلاد انه مجرد يوم عمل آخر |
| Ben o günün kopyasını almaya çalışırken Randy'nin de ilk iş günü biraz boş geçiyordu. | Open Subtitles | لذا تبين أن احضار الصحيفة أصعب مما توقعت في هذه الأثناء كان راندي قد انطلق في أول يوم عمل له |
| Zor iş ama bir gün koroda çalışırken büyük yıldız bileğini burkar. | Open Subtitles | إنه دور بسيط , لكن في يوم عمل في المسرح عندما لوت النجمة كاحلها |
| Sen bu bitkilere yemek mi diyorsun, hele 10 saatlik iş gününün ardından? | Open Subtitles | تطلقين علي هذه النباتات وجبة طعام بعد يوم عمل عشر ساعات؟ |
| Bir akşam her zamanki gibi yorucu bir günün sonunda Boksör ve Benjamin ilginç bir şey gördüler. | Open Subtitles | في احد الامسيات بعد يوم عمل طويل ومتاخر كالعادة بوكسر وبنيامين اكتشفوا شيء غريب |
| Pekâlâ millet, bugün bir iş günü ve sizler buranın çalışanlarısınız, o halde herkes iş başına. | Open Subtitles | حسنا يا شباب انه يوم عمل وانت يا شباب تعملون هنا إذن فلنعد لنقوم ببعض من العمل |
| Her iş günü onunla öğle yemeği yiyorum. Ama adam aldırmıyor bile. | Open Subtitles | و اللعنة، فأنا أتناول الطعام معها في كل يوم عمل و هو لا يبالي |
| Her sabah gözümü açtığımda bir iş günü içerisinde oluşabilecek sayısız kaos değişkenlerini düşünüyorum. | Open Subtitles | في الثانية التي فتحت قيها عيني صباحا. أفكر في ما لا نهاية من المتغيرات التي تحدث الفوصى التي ممكن أن تحدث في يوم عمل, |
| Her iş günü borsa açıldığında insanları bir şeye inanmaları için kandırırız. | Open Subtitles | كل يوم عمل عندما يدق جرس السوق نقوم بخداع الناس ليؤمنوا بشيء ما |
| Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse bu, her iş günü bir 737'nin düşmesiyle aynı. | TED | لتقريب الصورة ، هذا نفس طائرة 737 تسقط من السماء كل يوم عمل . |
| Kendini tamamen işine adamıştı, bir gün bile gelmemezlik etmedi. | Open Subtitles | ملتزم بالآخرين تماما ولا يفوت أبدا يوم عمل |
| Vanowen çalışan dosyaları da Pradeep'in kaybolana kadar bir gün bile işe gelmemezlik yapmadığını söylüyor. | Open Subtitles | تشير مافات شركة فانوين الى انه لم يفوت يوم عمل الى غاية اللحظة التي اختفى فيها الى الابد |
| Uzun bir iş gününün sonunda buraya gelmeyi ve James'le iletişime geçmeyi seviyorum. | Open Subtitles | بعد يوم عمل طويل أحب ان آتي الى هنا و أتواصل حقاً مع جيمس |
| İnsan yorucu bir günün ardından biraz rahatlamak istiyor. | Open Subtitles | الرجل بحاجة إلى الاسترخاء بعد يوم عمل شاق. |
| Artık iş günün yok, iş anların var. | TED | ليس لديك يوم عمل بعد الآن ؛ لديك لحظات عمل. |
| Bir günlük iş ve 200 bin kârdayız. | Open Subtitles | يوم عمل واحد، ربحنا فيه 200 ألف |
| Dün zaten bana tam bir iş gününe mal oldunuz. | Open Subtitles | لقد كلفتني مسبقا يوم عمل كامل في الأمس. |
| Sadece bir iş gününü aksatacağız. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أننا فقط سنفوّت يوم عمل واحد. (هايلي) مع (آندي). |
| tek bildiğim bugün bir iş günüydü ve ben hiç bir iş yapmadım. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أن اليوم كان يوم عمل ولم أعمل شيئًا. |
| Şehrin iş merkezi hem de hafta içi. | Open Subtitles | أي يوم عمل في المنتصفِ المنطقةِ الماليةِ. |
| 3. iş günümde bir güzeli aşırı hızdan durdurmuştum. | Open Subtitles | ثالث يوم عمل لي أوقف تلك الجميلة بسبب السرعة |
| Vakıftaki sıradan bir çalışma gününün henüz sonlarındaydım. | TED | كان ذلك في نهاية يوم عمل عادي مع المؤسسة |