| Bunu Bütün gün yapabiliriz. Suçlayacak birini mi arıyorsunuz? | Open Subtitles | بحق المسيح, يا سيدة, أنظرى يمكننا فعل هذا فى يوم كامل ملعون |
| Bütün gün bos mideyle gezerim ve acikmam. | Open Subtitles | يمكن أن يمر عليّ يوم كامل ولا أجوع أبداً |
| Bu, tüm gün minivanımla dolaştıktan sonraki deli ben | TED | هذه هي أنا ، مشوشة بعد يوم كامل من من قيادة حافلتي الصغيرة. |
| tüm gün boyunca uçtu, ve Avrupa'nın en Batısındaki adalara ulaştı. | Open Subtitles | يوم كامل طائرا بأجنحته وصل للجزر الواقعة في الأطراف الجنوبية من أوروبا |
| Hepimiz tam Bir gün boyunca çabaladık düşündük sadelık nedir? | TED | نحن نناضل جميعا لمدة يوم كامل للتفكير في البساطة. |
| Tüm kızlar haftada Bir gün, o günkü... ..kazançlarını emekli fonumuz için bağışlayacak. | Open Subtitles | يجب أن تدفع الفتيات ما تكسبه فى يوم كامل من كل اسبوع000 |
| Çünkü, bebeğimiz bir tam gün yaşayacak kadar şanslı olacak. | Open Subtitles | لأن طفلنا سيكون محظوظ ليعيش يوم كامل في هذه الحياة |
| Çünkü yeteri kadar hava yok. O duvarın içinde tüm günümü denizkızıymışım diye hayal ederek geçiriyorum. Kural şu: | Open Subtitles | لديّ هلوسه، قضيت يوم كامل بالداخل هناك معتقداً بأنني تزوجت من حورية بحر |
| Bütün gün dış politika konuşabilirsiniz, efendim. | Open Subtitles | يمكنك إمضاء يوم كامل متحدّثا عن السياسات الخارجية سيدي |
| Bütün gün boyunca reklam postalarını şişman serserilerin bahçelerine koyup, köpeklerine vermelerini izledim. | Open Subtitles | لذا وضعتُ قيمة يوم كامل من بريد الإعلانات.. في ساحة السمين اللعين، وأطلقتُ عليها كلبه |
| Bütün gün ev bakacağız ve bence elimizdekiler sizi çok heyecanlandıracak. | Open Subtitles | لدينا يوم كامل مخصص لإيجاد منزل وأعتقد أنك سوف تكون متحمس للغاية لما هو متاح |
| Didi kiminle dışarı çıkıyor ki Bütün gün hazırlanması lazım? | Open Subtitles | ومن هو الذي ستخرج معه ديدي و ستَحتاجُ يوم كامل للإِسْتِعْداد له |
| Bütün gün aradık ama nihayet bulduk. | Open Subtitles | الدورية إستغرقت يوم كامل لعين، لكن أخيرًا وجدوها. |
| - Hayır, Bütün gün boyunca ilk kez mutlu olduğum zaman bu. | Open Subtitles | إنها المرة الأولى التي أكون بها سعيدة طوال يوم كامل |
| Bize tüm gün yetecek kadar patlayıcımız var. | Open Subtitles | لدينا ما يكفي من المتفجرات لمدة يوم كامل |
| tüm gün çalışıyorsun ve şimdi de, bize yemek mi hazırlıyorsun? | Open Subtitles | يوم كامل من العمل , والآن تقومين بعمل العشاء؟ |
| Yani,ziyarete gelmem için bile tüm gün dil dökmem gerekiyor. | Open Subtitles | أعني , فقط أجعله يدعني ازور ياخذ يوم كامل من التملق |
| Ama beşinci gün, sen anneni görmeye gittin... o yüzden, o gün yine Bir gün gibiydi. | Open Subtitles | اليوم الخامس الذي ذهبتي فيه لرؤية أمك ؟ بدا كأنه يوم كامل |
| Yargıç, bu kahro... bu konuyu incelemek için Bir gün erteleme talep ediyorum. | Open Subtitles | سيادة القاضي، أطلب بإحترام أن تعطيني مهلة يوم كامل لأتأكد من سجل هذا الشاهد |
| Hayır ve şimdi Bir gün gerideyim. Buradan asla kurtulamayacağım! | Open Subtitles | .لا. والآن أنا متأخر يوم كامل انا لن أخرج من هنا أبداً |
| İşe başlama kaydını yaptım ki tam gün ödeme aldığından emin olalım | Open Subtitles | يمكنني تعديل وقت حضورك لتحصل على مرتب يوم كامل |
| Bak kulağa aptalca geldiğini biliyorum ama tüm günümü benimle takıldığın için pişman olduğunu düşünerek geçirdim. | Open Subtitles | اسمع، أعلم بأن هذا غبي لكنني كنتُ قلقة لمدة يوم كامل أنك ندمت على إقامة علاقة معي. |
| Bazen aniden bastıran sağnak yağışlar gün boyu devam eder. | Open Subtitles | يتساقط الرماد أحياناً كالبَرَد لمدة يوم كامل. |