"يَجِبُ أَنْ يَكُونَ" - Translation from Arabic to Turkish

• olmak zorunda
• fazla olmalı
• bir şey olmalı
• olmalıyım

Tam şu saniye mi olmak zorunda?
أنت هَلْ لا يُريدُ أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ أطفالُ؟ يَعمَلُ هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ حقّ هذه الثانيةِ؟

Eğer kaybettiğimi geri kazanacaksam bu Pheobe'yle olmak zorunda.
إذا سَأَستعيدُ ما فَقدتُ، هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ مَع فويب.

Uçuk fiyatlı olduğunu biliyorum, ama öyle olmak zorunda.
أَعْرفُ بأنّه غالى الثمن، لَكنَّه يَجِبُ أَنْ يَكُونَ.

Evet Sony, yükseklik 3 adımdan fazla olmalı.
نعم سوني، الإرتفاع يَجِبُ أَنْ يَكُونَ .. أعلىثلاثةأقدامِ.

Ve kesinlikle onun bana aldığından daha iyi bir şey olmalı.
وهو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ أفضلَ مِنْ ما هي تَحْصلُ عليني.

Ayrıca, biri kitaplarımdan birini rezil edecekse bu ben olmalıyım.
إذا هم سَيَستأجرونَ شخص ما يَجِبُ أَنْ يَكُونَ انا

Herşey kung fu ile mi ilgili olmak zorunda?
هل كُل شئ دائماُ يَجِبُ أَنْ يَكُونَ حول الكنغ فو؟

Kalkan olmak zorunda.
كلا يَجِبُ أَنْ يَكُونَ قفندراً

Dinle, bir şey olmak zorunda.
إستمعْ، هناك يَجِبُ أَنْ يَكُونَ الشيء. هناك، هناك...

Bişey olmak zorunda mı?
لماذا يَجِبُ أَنْ يَكُونَ هناك شيء؟

Yarı yarıya olmak zorunda.
يَجِبُ أَنْ يَكُونَ نِصْفاً ونِصْف.

Hayır, lila rengi olmak zorunda.
لا، هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ ليلكيَ،

Annem olmak zorunda.
يَجِبُ أَنْ يَكُونَ أمّاً.

Herşey onun dediği gibi olmak zorunda!
كُلّ شيء يَجِبُ أَنْ يَكُونَ طريقَه!

- Burada olmak zorunda.
- هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ هنا.

Bu kitap 600 sayfadan fazla olmalı, ama günlük daha ağır.
هذا الكتابِ يَجِبُ أَنْ يَكُونَ أكثر من 600 صفحةِ، لكن المجلّةَ تَزنُ أكثرَ.

Yükü çok fazla olmalı.
أَعْرفُ أن العبءَ يَجِبُ أَنْ يَكُونَ سيئَ

Harika bir şey olmalı
هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ شيءاً رائعَ

Muhteşem bir şey olmalı
هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ شيءاً كبيرَ

Orada yaşıyor olmalıyım.
يَجِبُ أَنْ يَكُونَ هذا حيث أنا اعيش.