"يَخْرجُ" - Translation from Arabic to Turkish

• çık
• Defol
• dışarı
• çıkıyor
• çıkıp

Niles. Lütfen çık oradan.
رجاءً، رجاءً، فقط يَخْرجُ مِنْ تحت هناك.

Hadi çık şuraya biraz eğlen, biliyorum yapabilirsin.
تعال. تعال، يَخْرجُ هنا. لَهُ بَعْض المرحِ.

- Defol git buradan Frasier. - Ne? Peki, gidiyorum.
فقط يَخْرجُ من هنا الآن.

Şimdi Defol git arabamdan!
الآن، يَخْرجُ من سيارتِي.

Bak, bu adamlar LA polisiyle konuşmadan kimse bu binadan dışarı çıkamaz.
أنظر, لن يَخْرجُ أحد من هنا حتى يتمكن هؤلاء الرجالِ من التحدث مع شرطة لوس أنجلوس

Şey istediğiniz kadar yıkayın, sonuçta kıçından çıkıyor.
جيّد، يَغْسلُه كُلّ تُريدُ، هو ما زالَ يَخْرجُ مِنْ a عقب.

- Junior o zaman bile serseriydi. Ortaya çıkıp bizi cadde boyunca kovalardı.
هو يَخْرجُ و هو يُطاردُ الولايات المتّحدةَ أسفل الشارعِ.

-Haydi çık, yoksa donacaksın. -Hayır!
- يَخْرجُ الآن، أَو أنت سَتُجمّدُ إلى الموتِ.

Doktor Crane'in odasından çık çabuk!
قمر سايمون، يَخْرجُ من غرفةِ الدّكتورِ Crane! مارتن:

Şimdi, acele et, hemen çık bakalım. Hadi.
الآن، يَستعجلُ، يَخْرجُ من هنا.

Canlı gir canlı çık.
دخولا حيّ. يَخْرجُ نفس الطريقِ.

Birader, çık bakalım arabadan dışarı!
يا , bro، يَخْرجُ الشاحنةِ. إحصلْ على تلك البندقيةِ خارج وجهِي.

- Defol şuradan.
إستعدْني. - يَخْرجُ من هنا.

- Defol git.
أوه، فقط يَخْرجُ!

- Defol git dedim.
قُلتُ، "يَخْرجُ."

Sakın kimse bu havada dışarı çıkmasın.
حَسَناً، لا أي واحد يَخْرجُ في هذا الطقسِ.

Ayda iki veya üç kere dışarı çıkardı.
هو يَخْرجُ إثنان، لَرُبَّمَا ثلاث مراتِ في الشّهر.

Derhal dışarı çıkmazsanız sizi öldüreceğiz.
لَهُ طاقمُكَ يَخْرجُ بدلاً عن ذلك، نحن سَنَقْتلُك.

İşler kontrolden çıkıyor.
هذا يَخْرجُ عن السيطرة.

Bil bakalım, ne çıkıyor.
إحزرْ ما يَخْرجُ.

Eşcinseller de çıkıyor.
المرح الواحد يَخْرجُ أيضاً.

Ve sonra odasından çıkıp hatunu uğurluyor.
وبعد ذلك يَخْرجُ مِنْ غرفتِه ويَذْهبُ إلى تأريخِه.