| Aşağıda bir şey olursa, seni koruyacak gücüm olmayacak. | Open Subtitles | لو َحْدثُ شيءَ هناك، لَنْ يَكونَ عِنْدي القوّةُ لحِمايتك |
| Hayır çocuklar, savaş olmayacak. | Open Subtitles | كلا يا فِتيان، لَن يَكونَ هُناكَ أي حَرب |
| Emerald City'de bundan sonra siddet olmayacak. | Open Subtitles | كَنتُ قَد وَعَدتُ كورينز بأنهُ لَن يَكونَ هُناكَ عُنف في مدينَة الزُمُرُد |
| Kendi doktorunuzu seçme şansınız olmayacak. | Open Subtitles | أنت لَنْ يَكونَ عِنْدَكَ الإختيارُ أطبائِكَ الخاصينِ. |
| Pekâlâ, sana raporu vereceğim ama içinde doğru yanıtlar olmayacak. | Open Subtitles | بخير، رجل، أنا سَأَعطيك التقريرَ، لَكنَّه لَنْ يَكونَ عِنْدَهُ الأجوبة الصحيحة فيه. |
| Kalan son kişilerin... pek de güzel zamanları olmayacak. | Open Subtitles | أخر واحد رحل... .... لَنْ يَكونَ عِنْدَهُ وقت جميل منه. |
| Öyle bir şansları olmayacak. | Open Subtitles | هم لَنْ يَكونَ عِنْدَهُمْ فرصة. |
| Bitirmeye zamanımız olmayacak! | Open Subtitles | نحن لَنْ يَكونَ عِنْدَنا وقتُ لإنْهاء ذلك! |
| Yaşlı adam Shinsky'e ayı gösterdiğinde, pantolonunu giymeye zamanın olmayacak. | Open Subtitles | إذا أنت رجل قمرِ العجوزِ shinsky، أنت لَنْ يَكونَ عِنْدَهُ وقتُ لسَحْب ملابسكَ الداخلية. |
| Ahmadilerin Maya'yı aramak için hiçbir nedenleri olmayacak. | Open Subtitles | عائلة أحمدي لَنْ يَكونَ عِنْدَهُ فكّرْ لمَجيء البَحْث عن My. |