| Ve müşterilerimiz, havalı isimlerimizi, garip oyuncaklarımızı seviyorlar. | Open Subtitles | وزبائننا، نوعًا ما يُحبّون بأنّنا لدينا أسماء رائعة، ألعاب غريبة |
| Arkadaşlarıma anne babalık yapmayı seviyorlar. | Open Subtitles | يُحبّون أن يلعبوا دور الأُمّ و الأب أمام كلّ أصدقائي |
| Onlar... futbolu seviyorlar. | Open Subtitles | إنهُم.. إنهُم يُحبّون كُرة القدم. |
| sevdikleri pek çok öge var içinde, çünkü intihar görevini severler. | Open Subtitles | فيه الكثير من العناصر التى تُعجبهم لأنهم يُحبّون المهام الانتحارية |
| Bir çeşit gerilim filmi olarak bunu tekrar düzenleyemezsem katili aramak falan işte insanlar bunu severler. | Open Subtitles | لذا ما لمْ أستطع إعادة اختراعه كنوع من الإثارة، أنت تعلم، كمُطاردة قاتل... الناس يُحبّون هذه الأشياء. |
| İnsanlar gülmeye ve tutulup, gıdıklanmaya bayılıyor. | Open Subtitles | النّاس يُحبّون الضّحك ويُطرحون أرضًا ويتمّ دغدغتهم. |
| Charlie McCarthy. Benimkiler Charlie McCarthy'e bayılıyor. | Open Subtitles | تشارلي مكارثي، أطفالي يُحبّون تشـارلي مـكارثي. |
| Gerçek kimliğinizden nefret etmelerine mi, yoksa sahte kimliğinizi sevmelerine mi izin verirdiniz? | Open Subtitles | هل تركتهم يكرهون شخصيّتكِ الحقيقيّة أو يُحبّون شخصيّتكِ المُزيفة؟ |
| - Kendilerini ifade etmeyi seviyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يُحبّون الإدلاء بإفادات عديدة. |
| Bu elemanlar beysbolu seviyorlar, tıpkı Drew gibi. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال يُحبّون كُرة القاعدة، تماماً مثل (درو). |
| Şehrin simgelerini ele geçirmeyi seviyorlar. | Open Subtitles | يُحبّون تدمير المعالم |
| İyi Dileklerin güzel çalışanları, dibe gitmeyi çok severler. | Open Subtitles | لموظفين (غود شيير) البارعيين، يُحبّون ركوب المصعد إلى أسفل. |
| Ya da sihirli ilgili olanı. İnanlar sihre bayılıyor. | Open Subtitles | أو شيء به سحر، الناس يُحبّون السحر |
| Seninle çalışmayı sevmelerine şaşmamalı! | Open Subtitles | لا عجب أنّهم يُحبّون وجودك حولهم. |