| İdam cezasını geri getirdiğimden beri ilk idam edilecek mahkûm olacak. | Open Subtitles | سيكون أول من يُعدم بعد أن أعدت عقوبة الاعدام. |
| Yasa der ki: "Kanıt, suçlanan kişi idam edilir ya da ölürse yok edilebilir." der. | Open Subtitles | القانون ينص على أنه حالما يُعدم أو يموت المحكوم عليه فمن الممكن إتلاف الدليل |
| Bütün aileler idam edilmeli ve bütün çocuklar enstitülere yatırılımalı. | Open Subtitles | يجب أن يُعدم جميع الأباء ويوضع الأطفال في مؤسسات. |
| Alkadraz infaz odasında ölecek birinci mahkum. | Open Subtitles | سيكون أول من يُعدم فى غرفة ألكاترز لللأعدام |
| Ve bu adamla iletişime geçtiği saptanan her bir vampir bulunursa infaz edilecektir. | Open Subtitles | وأي مصاص دماء يتصل بهذا الرجل، سوف يُعدم. |
| Bir hain elbette infaz edilmelidir fakat masum bir insan suçlanıyorsa bu durdurulmalıdır. | Open Subtitles | الخائن يجبُ عليه أن يُعدم لكن أن كان شخصاً بريئاً وتم أتهامه فعندها يجب التوقف عن ذلك |
| En son idam cezası alan kişi bendim. | Open Subtitles | كنت آخر شخصٍ يُعدم في هذه الولاية. |
| İdam edilmek üzere olan bir adamın artık hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. | Open Subtitles | رجل على وشك أن يُعدم لا يحتاج لشيء الان |
| Bu suçu işleyip bizi yaralayan canavar, bugün Arena'da idam edilecektir. | Open Subtitles | المجرم المارق الذي جرحنا جميعاً سوف يُعدم بساحة المجالدة! |
| İnsanlar ondan bıktıklarında idam edilecek. | Open Subtitles | عندما يضجر الناس منه... سوف يُعدم... |
| Ve şimdi de onu idam edecekler. | Open Subtitles | وهو علي وشك أن يُعدم. |
| Alan Ray Rifkin dövüldüğü için veya örtbas etmek için idam edilmedi. | Open Subtitles | (لم يُعدم (آلان راي ريفكين بسبب الضرب أو بسبب التغطية |
| Adamı idam edebilirdi. | Open Subtitles | .كان من الممكن أن يُعدم |
| İşin aslı Arastoo İran'da tutuklanabilir hatta idam bile edilebilir. | Open Subtitles | الحقيقة هي أنّ (أرسطو) يمكنه أن يُعتقل أو حتى يُعدم في (إيران). |
| Parolası olmayan biri gelirse görüldüğü yerde infaz edilsin. | Open Subtitles | أي متمرد تجدوه مختفي يجب أن يُعدم على مرمي البصر |
| Kendi suçları yüzünden kardeşini infaz edebilecek kadar cesur bir adam. | Open Subtitles | رجل شجاع كفاية لجعل أخيه يُعدم لجرائمه. |
| Bu adamın infaz edilmesini istemiyor musunuz? | Open Subtitles | ألا تُريد لهذا الرجل أن يُعدم ؟ |
| Oğlu yakında infaz edilecek. | Open Subtitles | أبنها سوف يُعدم |
| Tek istediğim adaletin yerini bulması ve Binbaşı Hewlett'in infaz edilmesidir. | Open Subtitles | كل ما أحتاج إليه هو إذن لتأخذ العدالة مجراها (و يُعدم الرائد (هيوليت |
| Lawrence hizmetçiyle oyun oynayarak asla vakit kaybetmez adalet için çalışır Hewlett'i infaz ettirirdi. | Open Subtitles | لورانس) لم يكن ليضيع الوقت) في اللعب مع خادم (كان سينفذ العدالة و يُعدم (هيوليت |