| 1000 arabaya ulaşmaları altı yıl sürdü. | TED | وقد استغرقوا ٦ سنوات لإدراج ١٠٠٠ سيارة في الخدمة. |
| Geçen nisan ayında başlayan Whıpçcar'ın bu sayıya ulaşması sadece altı ayda oldu. | TED | فيما أن ويبكار، التي أنشأت في ابريل من السنة الماضية استغرقهم ٦ اشهر لإدراج ١٠٠٠ سيارة في الخدمة. |
| Benim toplumumda altı ve dokuz yaş arasındaki bir erkek çocuk babasının ineklerinden sorumludur. Bu benim için de böyleydi. | TED | لذا ولد، من عمر ٦ الى ٩ سنوات ، في مجتمعي مسئول عن أبقار أبيه، وهذا الأمر ينطبق علي. |
| Saat 06.30 UTC'de moloz yığınları Pilgrim'e isabet etti ve rotamızdan saptık. | Open Subtitles | ففي الساعة ٦: ٣٠ بالتوقيت العالمي... ارتطمت الكبسولة بحطام فانحرف مسارها |
| Kayıttayız. Saat 06:40 UTC. | Open Subtitles | نحن نسجل، الساعة ٦: |
| altı yıldan fazla süredir gözetim çalışıyorum. | TED | لقد كنت أدرس تنقيات المراقبة من ٦ سنوات. |
| Araştırma gösteriyor ki en iyi eğitim programları şu altı kilit noktaya değiniyor: İlki ailenin, arkadaşların ve ilişkilerin etkisi. | TED | أظهرت الدراسات أن أفضل برامج التوعية تخاطب ٦ جوانب أساسية أولها تأثير العائلة و الأصدقاء و العلاقات |
| Derimizi bile beş veya altı hücre tabakası korurken, miselyum; hem bir hücre duvarı kalınlığında olup hem de nasıl bu kadar büyük bir canlı olabilir? | TED | كيف يمكنا أن كائنا كبير بهذا الحجم و مع ذلك هو بسمك خلية واحدة بينما نحن لدينا ٥ أو ٦ طبقات جلد لحمايتنا |
| Elinde altı milyon dolar edecek bir koz yok. | Open Subtitles | فقط ما يساوي بضع مئات آلاف من الدولارات. لكن ٦ مليون دولار رقم خيالي. |
| Bu şehirde onun avukatlığını yapabilecek yalnızca altı kişi var. | Open Subtitles | هناك ٦ محامين يمكن أن يكونوا أحد موكليه. |
| O oda, işi altı ay önce bırakan bir adamın tapınağı oldu ve Abby, savcı yardımcısı David Rosen'la yatıyor. | Open Subtitles | ذلك المكتب يبدو كمقام لشخص غادرنا منذ ٦ أشهر، وآبي على علاقة بدايفيد روزن. |
| Endişelenmemiz gereken IŞİD hücre evi üyesi altı kişi azaldı. | Open Subtitles | حسناً هؤلاء "٦" أعضاءٍ من الخليةِ قد تنحوا عن طريقنا |
| Nancy altı milyonu kabul ettiğine göre anlaşmayı imzalamak zorundasın. | Open Subtitles | لقد قلت ٦ ملايين، ونانسي وافقت، -ويجب أن توقعي الآن. -هذا ليس كافياً. |
| Acını dindirmek için sana altı milyon dolar verebilirim ama daha fazlasını yapamam. | Open Subtitles | يمكنني أن أؤمن ٦ مليون دولار وأخفف من ألمك... لكن هذا كل ما أستطيع القيام به. |
| B613'ten haberdar olan ve belgeleri sızdırabilecek altı kişi daha var ve o altı kişinin tamamı şu anda bu odada oturuyor. | Open Subtitles | ٦ أشخاص آخرين يعرفون B-613 كل شيء عن. ٦ أشخاص آخرين يمكنهم أن يسربوا المعلومات، |
| altı ay önce ABD'ye girdiğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | وقد دخلَ إلى الدولةِ قُبيلَ "٦" أشهرٍ على حسبِ إعتقادهم |
| Wilshire çıkışı altı hafta boyunca kapalı. | Open Subtitles | "و سيكونُ مخرجُ "ويلشر مغلقاً لمدةِ "٦" أسابيع |