| Yüzbaşı evinde. Onu ara. Bir ipucunun peşine düştüğümü söyle. | Open Subtitles | اتصل بالنقيب في منزله وقل له أني ذهبت أتبع دليلاً |
| Bunun kulağa nasıl geldiğini biliyorum ama beni ara cep telefonumdan. | Open Subtitles | أعرف كيف يبدو لك الأمر ولكن اتصل بي على هاتفي الخلوي |
| Gulumse ve ara. Saat 1'e kadar kafayi kaldirayim deme. | Open Subtitles | ابتسم و اتصل و لا ترفع رأسك حتى الساعة الواحدة |
| İki ay önce beni aradı senin ona nasıl tutkun olduğunu anlattı. | Open Subtitles | اتصل بي هنا بالمكتب .. منذ حولي شهرين وتفاخر بمدي أعجابكِ به |
| Birkaç hafta önce aradı ve yürümeyeceğini söyledi ve bir daha aramadı. | Open Subtitles | اتصل منذ بضعة أسابيع, قائلاً أنه ليس ناجحاً, و لم يتصل مجدداً. |
| Ortak bir arkadaşımız seni tanıdığımı söylemiş, Bay Berman beni aradı. | Open Subtitles | وهنالك صديق لي اخبره انني اعرفك لذلك اتصل بي هذا لصباح |
| En iyisi hemen sonrasında ara. Yaparken ara. Tüm detayları istiyorum. | Open Subtitles | لا اتصل بى بعد ممارستك الحب اتصل بى خلالها اريد التفاصيل |
| Hatta gider gitmez ara sık sık ara, detayları öğrenmek istiyorum | Open Subtitles | لا اتصل بى بعد ممارستك الحب اتصل بى خلالها اريد التفاصيل |
| Londraya gittiğinde eğer bir silah istersen bu numarayı ara. | Open Subtitles | عندما تصل إلى لندن اذا اردت مسدس اتصل بهذا الرقم |
| Sadece ara ve konuş. Her şey yoluna girecek tamam mı? | Open Subtitles | فقط اتصل بها , تحدث إليها وكل شئ سيكون علي مايرام |
| Tamam, kuzenimin yurdunda kalıyorum. El Feneri' nde sorun çıkarsa beni ara. | Open Subtitles | سأكون في مسكن قريبتي اتصل بي إذا حدث أي شئ في الجريدة |
| Hemen ara Los Angelesa kadar her yolu kontrol etsinler. | Open Subtitles | اتصل وافحص كل شيء من لون باين الي لوس انجلوس |
| Eve varınca beni ara ve o zamana kadar arama. | Open Subtitles | اتصل بي فقط عندما تعود للوطن و ليس قبل هذا |
| Michael, bu mesajı alır almaz beni ara. Seni öldüreceğim. | Open Subtitles | مايكل اتصل بي بمجرد وصول هذه الرسالة ، سوف أقتلك |
| Oğlumsun, masaya oturacaksın ve yemek yiyeceğiz. - Yani onu ara. | Open Subtitles | و أنت سوف تجلس و نحن سوف نتعشى لذا اتصل بها |
| Bunun berbat bir zaman olduğunu biliyorum, fakat Başkan aradı ve gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | أعرف أن هذا وقت غير مناسب، ولكن الرئيس اتصل بي ولابد أن أغادر |
| Sizi Cole Center'ın yapısal problemleriyle ilgili konuşmak için aradı. | Open Subtitles | لقد اتصل بك بخصوص أخطاء هيكلية في مبنى كول المركزي |
| Ayrılmamızdan önce Keith'in nüfusuna geçmen için gereken kağıtları hazırlayan avukat aradı. | Open Subtitles | قبل أن نغادر ، فإن المحامى الذى تولى موضوع التبنى اتصل بى |
| 10 dakika önce, tanınmış bir Rus istihbarat ajanını cep telefonundan aradı. | Open Subtitles | منذ 10 دقائق, اتصل بعميل معروف من المخابرات الروسية من هاتفه الخلوي |
| Baksana, başka bir Dmitri daha aradı ve telefonun ona ait olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هل تعلم , احدهم اسمه ديمترى لقد اتصل بى ايضاً وقال انه هاتفه |