| Sizlere daha da başka ortamlar göstermek için vaktim var mı bilmiyorum. | TED | أنا لست متأكدًا إذا ما كان لدي وقت لأوضح لكم بيئات أخرى |
| Ama bu umut pek gerçekçi değil. O yüzden ikinci bir umudum var. | TED | إلا أن هذا الأمل غير واقعي بعض الشئ، ولذا لدي أمل ثانٍ احتياطي. |
| Ki bu demek ki, evet, biraz utancım var; hayır, sosyopat değilim. | TED | وهذا يعني، نعم ، لدي القليل من العار؛ لا، أنا معتل اجتماعيا. |
| Ben bir oyun tasarımcısıyım, bu yüzden bu tür şeyler evimde fazlaca var. | TED | بما انني مصممه العاب, لدي مثل هذه الاشياء في كل مكان في المنزل |
| İnişe geçerken bir şey hissettim, vay canına, ölüm korkunç degildi. | TED | و أثناء السقوط كان لدي الشعور، يا ألله، الموت ليس مخيفاً. |
| Eğer bir silahın varsa kendinize sorun: Fazladan bir silahım var mı? | TED | إذا كنت تمتلك سلاحًا، فاسأل نفسك: هل لدي سلاح أخر لا أحتاجه؟ |
| bir çalışmam var, heyecanlıyım çünkü ilk kez burada sizlerle paylaşıyorum. | TED | لدي قطعة، وأشعر بسعادة غامرة أنا أشاركها معكم لأول مرة هنا. |
| 85 şarkılık bir listem var ve özellikle gecenin ortasında | TED | لدي قائمة أغنيات من 85 أغنية، وخصوصاً في منتصف الليل، |
| Ve bununla ilgili de iyi bir örneğim var, yine bilim tarihinden. | TED | و لدي مثال جيد لهذا أيضا و هو أيضا من تاريخ العلم |
| Allahtan, uzun bastonum var ki çoğu kör kişinin kullandığından çok daha uzun. | TED | ولحسن الحظ، لدي عصاتي الطويلة الموثوقة، أطول من العصي التي يستخدمها أغلب العِميّ. |
| İş arkadaşları ve parti arkadaşları, bunların hepsi var bende. | TED | هناك أصدقاء للعمل، وأصدقاء للاحتفال، لدي الكثير من هذا النوع. |
| Şu an seninle uğraşamam. Dünyayı kurtarmak için bir fikrim var. | TED | أنا لست مصدر إزعاج لكم الآن. فأنا لدي فكرة تُنقِذ البشرية. |
| Benzer olarak sizlerin alınabileceği bir şeyi söyleme gibi bir insani hakkım var, ama sizin alınmama gibi bir insan hakkınız yok. | TED | وبالمثل، فإن لدي حق إنساني في أن أقول شيئاً قد تجده أنت مهيناً، ولكن ليس لديك حق إنساني في عدم التعرض للإهانة. |
| Yatak odası duvarımda asılı dev bir timsah posteri var. | TED | كان لدي ملصق ضخم معلق لتمساح على جدار غرفة نومي. |
| Şimdi sorunuza cevap vereyim. Politikaya yönelik hedeflerim var mıydı? | TED | والآن، للإجابة عن سؤالك، هل كانت لدي أية طموحات سياسية؟ |
| Daha çok kalıcı tarım üzerinde düşünmeye ihtiyacımız var. O yüzden bu resim yapılması gerekenlerin güzel bir özetini sunuyor. | TED | علينا أن نفكر في الزراعة و الثقافة الثابتتين لذلك فهذه الصورة تشكل لدي نوع التفكير الذي يجب أن نقوم به |
| bir miktar yoğunlaştırılmış sıkıştırılmış öldürücü gaz silindirleri alabilir miyim? İnsanları geçici ölüm durumuna sokmak gibi bir fikrim var. | TED | أريد أن أشتري بعض اسطوانات الغاز المركزة والمضغوطة من غاز سام لأن لدي بعض الأفكار عن الرغبة في تعليق الناس. |
| Ona söylemem gereken şeyler var gitmeden önce fırsatını bulup hiç söyleyemediğim şeyler. | Open Subtitles | هناك شيئ اريد قوله له لم يكن لدي فرصة لقولة قبل ان ارحل |
| Eğer tartışmak istediğiniz bir şey varsa bende iki tane var! | Open Subtitles | واذا اراد أي أحد منكم ان يجادل, لدي اثنان منها جيدة. |
| Beş yıldızlı bir otelde satış şubesinin ne yaptığına dair hiçbir fikrim yoktu. | TED | لم يكن لدي أدنى فكرة عما يفعله قسم المبيعات في فندق خمسة نجوم |
| Something's Got to Give'in üstünde sanki kara bulutlar dolaşıyordu. | Open Subtitles | غمامة قاتمة قد خيمت على فيلم ـ لدي شيء لأعطيك |