| Bu iki bilginin de eksik olduğu tek sütun ortadaki olduğu için bu, İngiliz'in kırmızı duvarlı evi olmalı. | TED | وبما أن العمود الذي لا توجد به هذه المعلومة هو الأوسط فلابد أن يكون منزل البريطاني ذو الطلاء الأحمر. |
| Bir kaç dakika öncesine kadar, bunun milyoner Ballon'un evi olduğunu anlayamamıştım. | Open Subtitles | حتى لحظات مضت .. لم أكن أدرك أنه .كان منزل المليونير بالون |
| Cehennem evi'ni şimdi terk edersem hayatımın hiçbir anlamı kalmaz. | Open Subtitles | إذا غادرت منزل الجحيم الأن حياتى كلها سوف تصبح فشل |
| Okyanusta, Malibu'da bir sahil evi. Ve Sherry'de bir süit tutacağız. | Open Subtitles | منزل على شاطيء المحيط فى ماليبو وسنحجز جناحاً فى فندق شيرى |
| Sevgili Richard, gördüklerimden açıkça anlaşılıyor ki Rashid'in evi ölümüne doğru gidiyor. | Open Subtitles | عزيزى ريتشارد بعد ما رايتة منزل ال رشيد على وشك ان يسقط |
| Bizim evimiz, Clell Miller'ın evi, Sammy Johnston, Creederlar, Will Hite... | Open Subtitles | منزلنا, منزل كليل ميلير وسامي جونستون, آل كريدرز , وويل هايت |
| Arka caddede bir emekliler evi var. Ben gidip bakacağım. | Open Subtitles | سأفحص منزل المتقاعدين فى الشارع الخلفى لأتأكد من شئ أخر |
| Filmlerde buraya ölüm evi diyorlar ama siz böyle demiyorsunuzdur herhalde. | Open Subtitles | في الأفلام يطلقون على هذا منزل الموتى الشباب يطلقون عليه هذا |
| Sağlıklıydı, harika bir evi ve güzel bir ailesi vardı. | Open Subtitles | لقد كانت ذات صحة، و منزل رائع و عائلة رائعة |
| Hiç bir şey. Sadece Büro'nun Güvenlik evi'ni gün ortasında bastılar. | Open Subtitles | لا شيء إنه هجوم على منزل الوكالة الآمن في وضح النهار |
| Ve burası ablamın evi olduğu için de seni buralarda pek görmeyeceğiz demektir. | Open Subtitles | و لأنه منزل أختى ، فلا أعتقد أنه علينا رؤيتك كثيراً بالجوار هنا |
| Willy Rhode Island'da evi var, bana da mantıklı göründü. | Open Subtitles | لدى ويلي منزل في رود أيلاند، لذا بدى الأمر ملائماً |
| - Tek yapmam gereken şehirdeki en büyük evi aramaktı. | Open Subtitles | كلي ما علي فعله أن أذهب لأكبر منزل في المدينة |
| Ama iyi bir fiziği ve köyde bir evi var. | Open Subtitles | على أية حال .. مظهره جيد ويملك منزل فى الريف |
| Ama iyi bir fiziği ve köyde bir evi var. | Open Subtitles | على أية حال .. مظهره جيد ويملك منزل فى الريف |
| Korkunç her şey buraya koyuyor. Korkunç oyuncakları, mesela oyuncak evi. | Open Subtitles | لذا، أي شي مخيف يضعه هنا ألعاب مخيفة مثل منزل الدمى |
| Pardon ama ben bir parti evi yoksa emeklilik evimi çökerttim? | Open Subtitles | أنا آسفة، ولكن هل أنا في قصر حفلات أم منزل تقاعد؟ |
| Can simidi olarak birkaç iç çamaşırı sıkıştırılmış bir huzur evi değil. | Open Subtitles | ليس منزل التقاعد لزوج من السراويل ملتصقٌ بها حبوب منع حمل عتيقة. |
| Adresi olarak da ailesinin evi görünüyor, resimleri de hemen yolluyorum. | Open Subtitles | و منزل العائلة مدرج كعنوانها و انا أرسل الصور إليكم الأن |
| Herkes Romney'nin New Hampshire'da bir tatil evi olduğunu bilir. | Open Subtitles | كل واحد يعلم ان رومني لديه منزل عطله في الهامشبير |