| Bu da neden hamilelik testini çöp kutusunda bulduğumuzu açıklar. | Open Subtitles | ما قد يفسر لماذا وجدنا اختبار الحمل في سلة المهملات. |
| Soyunma odasındaki çöp kutusunda bulduğum şırıngayı, yapıştırıcı buharına tuttum. | Open Subtitles | أنا غاضبا حقنة وجدت في سلة المهملات غرفة خلع الملابس. |
| Adam montu cinayet mahallinin iki sokak ötesindeki çöp kutusunda bulduğunu söylemiş. | Open Subtitles | ادعى بأنه وجده في القمامة على بعد بضعة بنايات من موقع الجريمة |
| Hani sana çöp kutusunda yaşayan, hayatta çalışması gerekmeyen tembel McRichy Rich demiştim ya. | Open Subtitles | تعرف لمّا ناديتك ثريٌّ ثري كسول والذي لا يجب عليه أن يعمل لشيءٍ ويعيش في قمامة عاجية؟ |
| Olay yeri ineleme bunu sokaktaki bir çöp kutusunda bulmuş. | Open Subtitles | عثرت إحدى الوحدات على هذا في سلة مهملات أول الشارع |
| Bardaklar diğer çöp kutusunda, bebekse zihninde. | Open Subtitles | الأكواب في سلة المهملات الأخرى الطفل بأوهامك أنت |
| -Danny ve Hawkes, birkaç sokak ötedeki bir çöp kutusunda bir kol bulmuş. | Open Subtitles | داني وهوكس وجدت مجرد الذراع في سلة المهملات بضعة كتل بعيدا. |
| çöp kutusunda eve servis atıkları var. | Open Subtitles | هناك حاويات تناول الطعام في الخارج في سلة المهملات |
| Çürümüş salyangozlarla çöp kutusunda yaşaman lazım. | Open Subtitles | يجب عليك العيش في سلة المهملات مع الحلزونات الفاسده |
| çöp kutusunda sigara reklamı,.. ..çiçekli,üzerinde "İçten sevgilerimle-Paul" | Open Subtitles | لا يوجد ورق للكتابة في سلة المهملات ... ورق إعلانات و بطاقة بريدية |
| çöp kutusunda buldum. | Open Subtitles | وجدتها في سلة المهملات |
| Biz çiçeği dairenin içinde, çöp kutusunda bulduk, ve sende ayrılırken asansörü kullanmadın. | Open Subtitles | وجدنا الزهور بداخل شقتها في القمامة ولم تستعمل المصعد للذهاب |
| Tamam bunu geri alıyorum çünkü çöp kutusunda sakızdan başka bir şey yok ve o da bana ait. | Open Subtitles | حسناً ، أنا أخرج هذه فقط لأن لم يكن هناك شئ في القمامة عدا علكتي |
| Düğün kıyafetini çöp kutusunda yakan kadının dediğine bakın hele. | Open Subtitles | قالتها الإمرأة التي حرقت فستان زفافها في القمامة |
| Kendisi şu an annenin çöp kutusunda. | Open Subtitles | حسن ، إنه .. في قمامة منزل والدتك |
| - Rick, mutfağın çöp kutusunda parlayan kayalar istemiyorum. | Open Subtitles | لا أحب وضع الصخور المضيئة في قمامة المطبخ! |
| Güvenlik, deşifre ettiğimiz bir metnin kopyasını Beyaz Saray'daki bir çöp kutusunda bulmuş. | Open Subtitles | فى حين أى رجل أمن يستطيع أن يجد نسخة من أحد عمليات اعتراضنا . فى سلة مهملات البيت الأبيض |
| Ben biraz önce onun gerdanlığını Bay Rinditch'in odasındaki çöp kutusunda gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت ربطة عنقه للتو فى سلة المهملات فى غرفة السيد رينديتش |
| çöp kutusunda şıngırdayan o şişelerin sesini duydum. | Open Subtitles | و اسمع دائما الزجاجات ترتطم في صندوق القمامة |
| Onu muhtemelen Goodwill'in çöp kutusunda bulmuşlardır. | Open Subtitles | الأرجح أنها وجدته في سلّة المهملات أو متاجر "النوايا الحسنة" |
| Şimdi, sınıfımın dışında okulumuzun 1971 şampiyonası beyzbol sopasını çöp kutusunda buldum. | Open Subtitles | الآن، خارج صفي، وجدت مضرب بطولة مدرستنا عام 1971 في سلة النفايات. |
| Ruby'nin çöp kutusunda buldugunuz tirnaklar beni hiç tatmin etmemisti. | Open Subtitles | قصاصات الأظافر في سلة قمامة "روبي" لم تقنعني على الإطلاق |