| Bu Çöreklerin tadına baksaydın, böyle söylemezdin. | Open Subtitles | لن تكون مستغرباً لو كنت قد تذوّقت إحدى الكعكات |
| Çöreklerin arasında köfte yok. | Open Subtitles | لا يوجد هناك لحم بين هذه الكعكات |
| Ve belki de, vanilyalı gofretlerin, muzlu pudinglerin jöleli Çöreklerin patates salatasının, dönerin yerini alkol ile değiştirdim. | Open Subtitles | وربما قمت بالاستعاضة عن الكحول برقائق الشوكولا ورقائق الفانيلا ومخفوق الموز والدونات الدونات الهلامية بالتحديد |
| Bugüne kadar, karakolda kimse jöleli Çöreklerin daha kutusu bile açılmadan jölesinin yenip bitirildiğini çözemedi. | Open Subtitles | لهذا اليوم، لا أحد بالمحطّة سيكتشف لماذا حلوى "الدونات" المليئة بالهلامِ مُصّت للجفاف قبل أن يُفتح الصندوق |
| Ama bir doğum günü partisi yapmayı planlıyorum ve Çöreklerin iyi olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | ولكنني أقيم حفلة عيد ميلاد هذا الإسبوع وظننت أن الكعك سوف يكون رائعا |
| Buradaki Çöreklerin seksten iyi olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت ان الدونات هنا أفضل من الجنس. |
| Çöreklerin izi burada bitiyor . | Open Subtitles | إنتهت سلسلة الدونات |
| Merkezdeki Çöreklerin bir gün önceden kaldığını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلمين أن الكعك المقلي في المخفر غير طازج أبداً؟ |
| Bana Çöreklerin "harika" olduğunu söylemek istiyorlarmış. | Open Subtitles | أرادوا أن يخبروني أن الكعك "رااائع". |