| Ne yani, şimdi babanın sana bıraktığı sorunu çözdün mü yani? | Open Subtitles | مفاجئة أوه,انتظري,هل تخبريني أنك حللت لتو المشكلة التي تركها أباك لك؟ |
| Bütün olayı çözdün ve polis eğitiminde devrim yarattın. | Open Subtitles | أنت لا تفهمني، أنت حللت القضية كلها أحدثت انقلاباً في تاريخ التدريب الأمني |
| Bütün olayı çözdün ve polis eğitiminde devrim yarattın. | Open Subtitles | أنت لا تفهمني، أنت حللت القضية كلها أحدثت انقلاباً في تاريخ التدريب الأمني |
| Her zaman hiç uğraşmadan olayları çözersin Kaç tane sıkıcı dava çözdün | Open Subtitles | تحل الجرائم دائما حتى بدون محاولات ذلك مزعج ، كم جريمة حللتها |
| Onlar için tek başına bir çok davayı çözdün Belki biraz yardım ettim | Open Subtitles | قمت بحل الكثير من القضايا الكبيرة وبشكل منفرد ـ ربما ساعدت قليلا |
| - Şifreyi çözdün. - Hayır, hayır, hayır. | Open Subtitles | لقد فككت الشفرة لا كل ما فعلته اني تعرفت على |
| Başka kimsenin çözemeyeceği bir vakayı çözdün. | Open Subtitles | لقد حللتَ حالةً لم يستطع حلّها سواك |
| Pratikçe tek bir kelime bile söylemeden Tüm davayı çözdün. | Open Subtitles | حللت هذه القضية كاملة بدقه بدون نطق كلمة واحدة |
| Tebrikler Acheson. Cidden davayı çözdün. | Open Subtitles | تهانينا يا آتشسن، لقد حللت القضية بالفعل. |
| Blue Bay'in tarihindeki en büyük cinayet davasını çözdün. | Open Subtitles | لقد حللت أكبر جريمة قتل في تاريخ الخليج الأزرق |
| Gezegen biliminin 40 yıllık bilmecesini çözdün. | Open Subtitles | أنت للتو حللت مسألة في علم الكواكب تعود إلى 40 سنة مضت |
| Demek sorununu çözmüş, ...fakat asıl soru şu, sen kendi sorununu çözdün mü? | Open Subtitles | إذاً فقد وجدت حلاً لمشكلتها ولكن يبقى السؤال: هل حللت مشكلتكِ؟ |
| Bu meseleyi çözdün o yüzden ilaçlarını içmen gerek tamam mı? | Open Subtitles | أظن أنك حللت هذا الأمر، لذا حان الوقت كي تعودي لتناول أدويتك، مفهوم؟ |
| Hadi evlat. Az önce özgürlük haritasının bir parçasını çözdün. | Open Subtitles | بحقك يا فتى، لقد حللت للتو جزء من الخريطة نحو الحرية |
| Davayı çözdün. - Onu daha yakalamadım. | Open Subtitles | مبروك حللت القضية لم اقبض عليه بعد |
| Bu kasabada onca sorun çözdün sen. Planın bu mu yani? | Open Subtitles | . مع كُل الإضطرابات التي حللتها بالمدينة . و هذه هي خُطتك ؟ |
| Evet, öyle bir çözdün ki zamanının bilim adamları seni çok haşin olarak gördüler. | Open Subtitles | ..... لكنك حللتها بطريقة تظهر انك في ذلك الوقت كنت مشاغب جداً |
| Generalle sorunu çözdün mü teğmen? | Open Subtitles | إذن ، هل قمتَ أنتَ .. والجنرال بحل مشكلتنا الصغيرة ، أيها الملازم؟ |
| Bunun şifresini sen mi çözdün? | Open Subtitles | انت تقول انك فككت رموز هذه |
| O hâlde davayı çözdün demek. | Open Subtitles | حسناً، فلابدّ إذن أنّكَ حللتَ القضيّة |
| Ama vakayı çözdün, dedektif. | Open Subtitles | لكنّكِ حللتِ القضية أيّتها المحققة. |
| -o bir postacı. sen bunu çözdün. - işimde iyiyimdir. | Open Subtitles | ـ إنه "ساعي بريد" إكتشفتِ ذلك ـ أنا بارعة في عملي |
| David, teknolojilerinin bir kısmını çözdün. | Open Subtitles | دافيد لقد قمت بفك جزء من تكنولوجيتهم |
| Beni çözdün, tamam mı? | Open Subtitles | انت كشفتني حسنا |
| Sana karmaşık bir psikolojik sorun verdim, çözdün. | Open Subtitles | أعطيتُك a نفسي معقّد المشكلة، وأنت حَللتَه. |
| Olayı çözdün hemen. | Open Subtitles | لقد كشفت انت الامر، اوتعلمين؟ |
| Düşündüğümden de hızlı çözdün. | Open Subtitles | لقد إكتشفتَ الامر بأسرع مما كنتُ أتخيل |