| Ben de bir sonraki göreve gittim, çünkü böyle yaparız, öyle değil mi? | Open Subtitles | ولقد انتقلتُ للمهمة التالية لأن هذا هو عملنا ، أليس كذلك؟ |
| Babanız kararlarını kendi veriyor ve işini bırakıyor çünkü böyle istiyor. | Open Subtitles | أبي شخص ناضج و يقوم بقرارته بنفسه و هو يقوم بذلك لأن هذا ما يريده |
| Ama böyle demene çok üzüldüm çünkü böyle bir şey yapmıyorum. -Çok üzgünüm. | Open Subtitles | لأن هذا أمر مؤلمٌ جداً أن تقول ذلك فأنا لا أفعله |
| Evet, seviyorlar. çünkü böyle yapılır. | Open Subtitles | نعم , هم يحبون بعضهم البعض لأن هذا ماذا يفعلونه |
| çünkü böyle yaparak yeni bir canavarı devreye sokabilirim. | Open Subtitles | لأني بذلك بإمكاني أيضاً إخراج وحش آخر |
| Sadece senin ve diğer kızların böyle görmesine izin veriyorum, çünkü böyle olması gerek. | Open Subtitles | سأدعك وباقي الفتيات لتجدن طريقكن لأن هذا ماتحتاجن لتكنن عليه |
| Biliyorsan söyle lütfen çünkü böyle bir şeyi ilk defa yaşıyorum. | Open Subtitles | اذا كنتِ تعلمين , أخبريني رجاءاً لأن هذا الأمر جديد كلياً عليّ |
| Aldıkları yeri geri koymaları onlar için çok zor çünkü böyle yapabilmek biraz nezaket ister. | Open Subtitles | إنه كثيراً عليهم أن يرجعوهم إلى حيث وجدوهم، لأن هذا يتطلب بعض المجاملة. |
| Pekala. Bu acele etme olayına gerek yok çünkü böyle bir şey olmuyor. | Open Subtitles | أجواء الطوارئ هذه غير ضروريّة، لأن هذا لا يحدث فعليًّا. |
| Deli olmalıyım çünkü böyle bir şey yaşanmış olamaz, değil mi? | Open Subtitles | عليّ أنّ أكون مجنون لأن هذا لم يحدث للتو، صحيح؟ |
| Pekala. Bu acele etme olayına gerek yok çünkü böyle bir şey olmuyor. | Open Subtitles | أجواء الطوارئ هذه غير ضروريّة، لأن هذا لا يحدث فعليًّا. |
| Yapamam, yapamam çünkü böyle biri sanki böğrüme oturmuş gibi, anlıyor musun? | Open Subtitles | لا أستطيع ، لا أستطيع لأن هذا شيئاً ما قام شخص ما بوضعه بداخلي ، تعرفين؟ |
| Ve onu öldürdüğümü hayal edebilirim, ki ettim, çünkü böyle söylemem gerektiğini defalarca bana söylediler. | Open Subtitles | واستطيع ايضا التخيل بانني قتلتها والذي تخيلته.. لأن هذا هو ما طلب مني فعله مرات عديدة |
| Pekala. Bu acele etme olayına gerek yok çünkü böyle bir şey olmuyor. | Open Subtitles | أجواء الطوارئ هذه غير ضروريّة، لأن هذا لا يحدث فعليًّا. |
| çünkü böyle masada yer kalmıyor. | Open Subtitles | لأن هذا يؤثر على مساحة الموائد المتاحة لنا. |
| Ama yaş gününde sana korkunç bir mektup yazdığımı kabul etmem çünkü böyle bir şey olmadı. | Open Subtitles | لكنني لن أعترف بكتابة رسالة فظيعة في عيد ميلادك، لأن هذا لم يحدث قط. |
| Sakin ol artık. çünkü böyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | كفى كلاماً الآن لأن هذا لن يحدث |
| Uçakta omurgası kırılmış ve aniden yürümeye başlayan bir adam olduğu söylentisi buraya geldiğinde insanlar oldukça heyecanlandılar çünkü böyle bir olay sadece fazlasıyla özel bir insanın başına gelebilir. | Open Subtitles | عندما إنتشر خبر أن رجلاً بعمود فقري مكسور يمكنه السير مرة أخرى شعر الجميع بالإثارة لأن هذا الشئ لن يحدث إلا لشخص مميز جداً |
| Tabi.Ama bu çok komik.çünkü böyle bir durum söz konusu olamaz | Open Subtitles | حسنا هذا مضحك لأن هذا متناقض تماما |
| çünkü böyle yaparak yeni bir canavarı devreye sokabilirim. | Open Subtitles | لأني بذلك بإمكاني أيضاً إخراج وحش آخر |
| çünkü böyle giderse olacak olan o. | Open Subtitles | لأنه بهذا المعدل، هذا ما سيحدث. |