| Buradan sabaha kadar çıkamam. | Open Subtitles | متى سترجع؟ لا أستطيع الخروج من هنا حتى منتصف النهار |
| Buradan sabaha kadar çıkamam. | Open Subtitles | لا أستطيع الخروج من هنا حتى منتصف النهار |
| Çok eğlenceli görünse de, mavi maddenin ne olduğunu bulmadan çıkamam. | Open Subtitles | بقدر ما يبدو مُثيراً، لا أستطيع الذهاب لأيّ مكان حتى أعرف ماهية هذه الأشياء الزرقاء. |
| Oh, henüz dışarıya çıkamam. | Open Subtitles | أوه، أنا لا أَستطيعُ الخُرُوج في الجمهورِ لحد الآن. |
| Ne şimdi ne de daha sonra, o kapıdan dışarı çıkamam. | Open Subtitles | لا يمكنني الخروج من ذلك الباب، ليس الآن، و للأبد |
| Seninle çıkamam. Güzel bir ilişkim var. | Open Subtitles | انا لا استطيع الخروج معك انا في علاقه وانا سعيد بها |
| Artık seninle çıkamam çünkü sen, biliyorsun... | Open Subtitles | حسنا ً ،لا أستطيع أن أواعدك بعد الآن لأنك، أنتتعلم... |
| Kötü çocukları listemden silmem kötü oldu, bir daha seninle çıkamam. | Open Subtitles | من المؤسف انني شطبت الرجال الأشقياء من قائمتي لا استطيع مواعدتك الآن |
| Şu an ülkeden çıkamam. | Open Subtitles | لا يمكنني مغادرة البلاد في الوقت الراهن. |
| Reggae seven biriyle çıkamam. | Open Subtitles | لا يمكنني مواعدة أحد يحب موسيقى الريغي. |
| Hayır, bu gece seninle çıkamam. | Open Subtitles | لا, لا يمكننى الخروج معك الليلة |
| Sığırcık"'Dışarı çıkamam, dışarı çıkamam! | Open Subtitles | قال الزرزور: لا أستطيع الخروج من هذا القفص |
| Bacağıma o izleme şeylerinden takın, böylece evden dışarıya çıkamam. | Open Subtitles | وضع واحد من تلك الأشياء تتبع على ساقي لذلك لا أستطيع الخروج من المنزل. |
| Hayır, dondurma yemeye çıkamam. | Open Subtitles | لا، تعرفين أني لا أستطيع الخروج للآيس كريم |
| 300 savaşçımı öldürdünüz. Bir ödül olmadan ortaya çıkamam. | Open Subtitles | لقد قتلتِ 300 من مُحاربي لا أستطيع الذهاب دون جائزة. |
| Koşuya çıkamam çünkü dün kürtaj yaptırdım. | Open Subtitles | لا، لا أستطيع الذهاب للجري لأني قمتُ بإجهاض الجنين يوم أمس |
| Koşuya çıkamam ve duş alamam ya da tampon kullanamam veya ilişkiye giremem, bir hafta kadar falan. | Open Subtitles | لا أستطيع الذهاب للجري ولا يمكنني الإستحمام أيضاً أو حتى أداء الواجب الزوجي لحوالي إسبوعٍ تقريباً |
| O boyda biriyle çıkamam. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ الخُرُوج مع أي واحد بذلك الطويلِ. |
| Bu halde dışarı çıkamam. Beni burada istemiyor. | Open Subtitles | لا يمكنني الخروج هكذا إنها لا تريدني هنا حتى |
| Şimdi çıkamam. Daha çok işim var. | Open Subtitles | لا يمكنني المغادرة بعد ما زال لديّ الكثير من العمل |
| - Ne? Sen o düğmeye basana kadar çıkamam. Oradaki düğmeye. | Open Subtitles | أنا لا يمكنني أن أخرج مالم تضغط الزر, ذالك الزر هناك |
| Sayın Yargıç, bugün geç çıkamam. | Open Subtitles | حضرة القاضي. لايمكنني الذهاب متأخرة اليوم. |
| Onun ne olduğunu ve onunla nasıl başa çıkacağımı öğrenmeden çıkamam yukarı! | Open Subtitles | لا يمكنني الصعود إلى فوق حتى أعرف ما هو، وكيف أتعامل معه |
| Kızım, ciddileşmek üzereydi ama serçe parmak yüzüğü koleksiyonu olan biriyle çıkamam. | Open Subtitles | كانت العلاقة ستصبح جادة، لكنني لا أستطيع مواعدة شخص يضع خواتم في خنصره. |