| Buradan canlı çıkamayacaksın. Biliyorsun. | Open Subtitles | فلن تخرج من هذا الأمر حياً و أنت تعرف ذلك |
| Sarge, yolla şu lanet yemeği adamım! Eğer o kahrolası parayı ve kitabı geri alamazsam, bu hücreden canlı olarak çıkamayacaksın. | Open Subtitles | إن لم أحصل على ذلك الدفتر والأموال أنت لن تخرج من هذه الزنزانة حيا |
| İyice battın, koşmaya başla ama asla canlı çıkamayacaksın. | Open Subtitles | لقد تعمقت كثيراً يجدر بك البدء بالهرب لن تخرج من هنا حياً أبداً |
| Buradan çıkamayacaksın. | Open Subtitles | في اول فرصة ستجدينها انت لن تخرجي من هنا |
| Kimseye anlatmayacaksın, çünkü buradan sağ çıkamayacaksın. Özür dilerim. | Open Subtitles | -لن تخبري أحداً لأنكِ لن تغادري هذه الغرفة حية |
| Bana doğruyu söyleyene kadar bu odadan çıkamayacaksın. | Open Subtitles | لن تبرحي هذه الغرفة حتى تخبريني الحقيقة |
| Sende biraz olsun yamuk kokusu alırsa, şimdiden söyleyeyim bu binadan çıkamayacaksın. | Open Subtitles | إن شم منك شيئاً ولو صغيراً من الهراء، لن تخرج من هذا المربع السكني |
| Gelecekteki halimin seni hapsettiği yerden asla çıkamayacaksın. | Open Subtitles | لن تخرج من ذلك المكان الذي سجنتك به نفسي المستقبلية |
| Kim olduğunu bilmiyorum, ama buradan sağ çıkamayacaksın. | Open Subtitles | لا أعلم من أنت لكنك لن تخرج من هنا حياً |
| Burdan asla çıkamayacaksın, kadını bırak. | Open Subtitles | لن تخرج من هنا أبدا ً دعها تذهب |
| Patlamaya 30 saniye. Bırak seni kurtarayım. Asla çıkamayacaksın! | Open Subtitles | اسمع، دعني أنقذك، لن تخرج من هنا أبداً |
| Dejavu, sadece bu kez serbest olarak buradan çıkamayacaksın. | Open Subtitles | هذه المرة، لن تخرج من هنا حراً |
| - Buradan canlı çıkamayacaksın. | Open Subtitles | -لن تخرج من هنا على قيد الحياة، كما تعلم |
| Buradan canlı çıkamayacaksın, anladın mı? | Open Subtitles | لكنك لن تخرج من هنا حياً، فهمت؟ |
| Buradan çıkamayacaksın demiştim sana. | Open Subtitles | حذرتك إنّك لن تخرج من هنا أبداً. |
| Buradan çıkamayacaksın demiştim sana. | Open Subtitles | حذرتك إنّك لن تخرج من هنا أبداً. |
| Sende dışarı çıkamayacaksın . | Open Subtitles | . لن تخرج من هنا مطلقاً |
| "Sağ çıkamayacaksın." | Open Subtitles | لن تخرج من هنا حياً |
| Buradan çıkamayacaksın. | Open Subtitles | لن تخرجي من هنا |
| Tracy, bunu nasıl yaptın bilmiyorum ama bu sıcaklığa alışsan iyi olur çünkü hiçbir zaman buradan çıkamayacaksın. | Open Subtitles | , (لا أعرف كيف فعلتِ هذا يا (ترايسي لكن عليكِ الاعتياد على الحرارة لأنكِ لن تخرجي من هنا مرة أخرى |
| "çıkamayacaksın... ta ki eldeki anahtarı alana kadar..." | Open Subtitles | لن تغادري حتى يكون المفتاح في يدك |
| Sana gelirsek güzelim ben söyleyene kadar çıkamayacaksın. | Open Subtitles | أمـّابالنسبةإليكِ... لن تبرحي هذا المكان حتى آمركِ |