| Diyalizden çıkmaları ve organ gelir gelmez ameliyata girmeye hazır olmaları gerek. | Open Subtitles | يجب أن يخرجوا من غسيل الكلى وجاهزون عند وصول المتبرع |
| Eğer kızlarının ve arkadaşlarının hapisten çıkmaları için | Open Subtitles | لما الأبوان لو لم يخرجوا إبنتهم وأصدقاءها من السجن |
| İçeri girmek için sterilize edebiliyoruz ancak dışarı çıkmaları için, o dünyayı sterilize edemiyoruz. | Open Subtitles | يمكننا تعقيمكما لتدخلا، لكن لا يمكننا تعقيم العالم لهم لكي يخرجوا. |
| Bu kafasızların saklandıkları yerlerden çıkmaları zamanı. | Open Subtitles | إنّه وقت خروجهم من مخابئهم هل لديكِ نقود لتذكرة الحافلة ؟ |
| Mahkemeden çıkmaları benim suçumdu. Ara vermek istedim. | Open Subtitles | لقد كنت السبب في خروجهم من المنزل, كنت بحاجة لأختلي بنفسي |
| Kontrolden çıkmaları sizin hatanız! | Open Subtitles | ! خروجهم عن السيطرة ايها اللعناء هو خطأكم |
| Bir adamları eksikti ve aceleyle çıkmaları gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد كان ينقصهم رجل و كان يجب أن يخرجوا بعجلة |
| O sürtüklerin buradan el değmeden çıkmaları gerek. | Open Subtitles | هؤلاء الساقطات يجب أن يخرجوا من هنا دون أن يُمسوا. |
| Adamlarına dışarı çıkmaları söylendiği zaman, dışarı çıkarlar! | Open Subtitles | إذا طُلب من رجالك الخروج يجب أن يخرجوا |
| Hemen oradan çıkmaları gerek. | Open Subtitles | يجب أن يخرجوا من هناك الآن. |
| Hemen oradan çıkmaları gerek. | Open Subtitles | يجب أن يخرجوا من هناك الآن. |
| Yine, polis bunu bir cinayet olarak ele alıyor ve ilçe sakinlerinden dışarı çıkmaları gerektiğinde tedbirli davranmalarını istiyor. | Open Subtitles | "أكرر، الشرطة تتعامل مع الأمر بصفته جريمة قتل" "وتهيب بالسكّان المحلّيين إن تحتّم خروجهم أن يتوخّوا الحذر رجاءً" |