| Onun çalışmasını anlayan tek insanla; | Open Subtitles | لمقابلة الرجل الوحيد الآخر الذي فهم عمله حقاً، |
| Onun garajda o kadar uzun süre çalışmasını istemiyordum. | Open Subtitles | لم أكن احب عمله الذي يستغرق وقتاً طويلاً في الجراج |
| çalışmasını gizli sürdürmek için elinden gelen her şeyi yaptı, ama biz onun niyetinden korktuk. | Open Subtitles | لقد فعل كل مابطاقته حتى يبقى عمله بشكل سري لكننا خشينا من نواياه |
| David Best'in çalışmasını ve Burning Man etkinliği için inşa edilen, pazar günü ise yakılan olağanüstü tapınakları görüyorsunuz. | TED | هنا ترون عمل ديفيد بيست ومعابده المدهشة التي تم بنائها خلال مهرجان الرجل المحترق، من ثم تُحرق يوم الأحد. |
| Biz hala birlikteyken birkaç çalışmasını göndermişti ama hiç yayınlanmadılar. | Open Subtitles | لقد كان يحاولُ أن يظهر أعماله عندما كنّا معاً لكن بقدر ما أعرفه فإنه لم ينشرُها |
| Eğer bu kurumun bizim için çalışmasını istiyorsak, bürokrasiyi çekici hale getirmek zorundayız. | TED | إن أردنا لهذه المؤسسة أن تعمل لأجلنا، علينا أن نعمل لجعل البيروقراطية جذابة. |
| Efendim, eğer Anubis kristali ele geçirirse Naquadria'nın çalışmasını sağlayabilir. | Open Subtitles | سيدى , إذا وضع * انوبيس * يديه على هذه البلوره * قد يمكن أن يضبط أنظمته لتعمل مع الـ * ناكوادريا |
| Bu yüzden, kendisini şirkete karşı koruyabilmek için çalışmasını bizle paylaşmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | لذلك، اُجبر على مشاركة عمله بُغية حماية نفسه ضدّ الشركة |
| Ama her an geri gelip çalışmasını tamamlayabilir. | Open Subtitles | لكن بوسعه أن يعود في أي يوم, وينهي عمله. |
| James'in çalışmasını geçen bahar gördüm, ve gerçekten hayatım değişti. | Open Subtitles | في الواقع رأيت عمله في الربيع الماضي و ذلك بعض الشيء غيّر حياتي في الحسّ الّذي كان عندي |
| Ve "çalışmasını" sergilemesi de muazzam bir egosu olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | وعرض عمله يعني لديه كبرياء هائل ويريد الاعتراف |
| Onun çalışmasını soğuk hava deposuna koymayı planlıyorlardı bu yüzden de tohumlarını geri almak için laboratuvara gitti. | Open Subtitles | كانوا يُخططون لأخذ عمله إلى المخزن، لذا فإنّه عاد إلى المختبر لإستعادة بذوره. |
| çalışmasını beğenmedikleri için ödemesini yapmamışlar. | Open Subtitles | و طرداه بعد ستة اسابيع لقد رفعا شكوى عن عمله |
| Stravinsky, gerçek bir bestekarın her daim bitmemiş çalışmasını düşündüğünü söylerdi. | Open Subtitles | سترافينسكي قال بأن المؤلف الموسيقي الفذ يفكر بشأن عمله الغير مكتمل طوال الوقت |
| Stravinsky, gerçek bir bestekarın her daim bitmemiş çalışmasını düşündüğünü söylerdi. | Open Subtitles | سترافينسكي قال بأن المؤلف الموسيقي الفذ يفكر بشأن عمله الغير مكتمل طوال الوقت |
| fikirlerimizin çalışmasını kontrol etmeye başlayacağız hafızamızı , metabolizmamızı, kişiliğimiz yada çocuklarımız | Open Subtitles | أصبح بمقدورنا السيطرة على طرق عمل عقولنا وذكرياتنا، وعملياتنا الأيضية وشخصياتنا وأطفالنا |
| Şunu kastediyorum: Eğer insanlar Peter Dodson'ın çalışmasını dikkate alsalardı ve onunla yol alsalardı şu an sahip olduğumuzdan daha az dinozora sahip olurduk. | TED | ما أعنيه هو ,انهم لو تفهموا عمل الدكتور بيتر دودسون, وانطلقوا به, لكان لدينا الاَن دينصورات أقل مما هو لدينا |
| Sosyal yetenekler önemli değildir ve takım çalışmasını tamamen ortadan kaldırmalıyız demek istemiyorum. | TED | الآن، لا شيء من هذا للقول أن المهارات الاجتماعية ليست مهمة، وأنا كذلك لست أدعو إلى منع عمل الفريق على الاطلاق. |
| Newton 13 yıl önce, Robert Hooke tarafından ışık ve renk üzerine çığıraçan çalışmasını çalmakla alenen suçlanmasının ardından inzivaya çekilmişti. | Open Subtitles | لقد إختبئ نيوتن لمدة 13 سنة بعد أن إتهمه روبرت هوك بسرقة أعماله الرائدة في مجال الضوء واللون |
| Tabii ki, en iyi çalışmasını olduğunu düşünmüyor. | Open Subtitles | لذا من الطبيعي له القول، إنه لا يعتقد أنهم من أفضل أعماله |
| Sanırım bu bizim için cidden önemli, çünkü internetin daha iyi çalışmasını sağlıyor. | TED | وأعتقد أن هذا مهم جداً لنا، لأنه يجعل الإنترنت تعمل بصورة أفضل . |
| Merak ediyorum da acaba Erişilenler kendi yarattıkları eserlerin kendilerine karşı çalışmasını beğenecekler mi? | Open Subtitles | أتسائل إذا كان الـ"ريتش" يقدرون هذه السخرية. للأشياء الخاصة بهم التى قاموا بخلقها لتعمل ضدهم. |
| Bu ajanın bulunmasını ve iki tarafın birlikte güzelce çalışmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد العثور على هذا العميل، وأريدكما أن تعملا على ذلك |
| Aslında kahramanca sayılır her şeye rağmen yürütmeye çalışmasını kastediyorum. | Open Subtitles | تعلمين, محاولته جعل هذا يعمل بغض النظر عن كل شيء. |