| Beni o çamaşırhaneden uzak tutmak için bilerek kaza yaptın. | Open Subtitles | تسببتَ بحادث سير لتُبعدني عن تلك المصبغة |
| Beni o çamaşırhaneden uzak tutmak için bilerek kaza yaptın. | Open Subtitles | تسببتَ بحادث سير لتُبعدني عن تلك المصبغة |
| Yardımcılarımda biri bir gece çamaşırhaneden gelirken arabasında öldürüldü. | Open Subtitles | زميل لي قتل بسيارته بعد عودته من المغسلة |
| Muhtemelen çamaşırhaneden o yaşlı kaçıkladır. | Open Subtitles | على الأغلب مع تلك الأمرأة العتيقة من المغسلة |
| Kız çamaşırhaneden üniforma çalmış. | Open Subtitles | أظن أنها سرقت الزي من غرفة الغسيل |
| Bu çamaşırhaneden aldığım şikayetleri açıklıyor | Open Subtitles | التي تفسر الشكاوى لقد أصبحت من خدمات المكوى |
| Avam Kamarası'na ifadesini vermesi için çamaşırhaneden birini seçeceğim. | Open Subtitles | وسوف أختار شخصاَ واحدا من هذه المصبغة ليوصل الشهادات إلى مجلس العموم |
| Ev hayvanı olması güzel birşey. Seni çamaşırhaneden aldılar, sanırım. | Open Subtitles | شئ رائع أن أخرج من المغسلة |
| Evet, çamaşırhaneden temiz bir fırça rica edecektim. | Open Subtitles | نعم, زي نظيف من المغسلة. |
| Bir de çamaşırhaneden Bayan Odom ve Bayan Gamble'ı çağır. | Open Subtitles | ومن ثم،إذهب واجلب الآنسة (أودوم) وسيدة (جامبل) من المغسلة |
| Ajan Beck çamaşırhaneden aradı. | Open Subtitles | العميل (بيك) اتصل من المغسلة |
| çamaşırhaneden alındı. | Open Subtitles | و كانت مأخوذة من غرفة الغسيل. |
| Biri seni çamaşırhaneden çıkarken görmüş. | Open Subtitles | شخص ما رَأى بأنّك تَتْركُ غرفة المكوى. |