| Bir bakalım, kartlar el çantamda olabilir... ama orada değiller. | Open Subtitles | يمكن أن يكون ذلك الورق في حقيبتي لكنها ليست لدي |
| çantamda bir kutu sersemletici var ve onunla kafatasını haşat etmekten hiç çekinmem. | Open Subtitles | لدي هرواة صغيرة في حقيبتي و أنا لست خائفة من تحطيم رأسه بها |
| Bekârlığa veda partilerinden nefret ediyorum. çantamda elli farklı penis şeyi var. | Open Subtitles | أكره حفلات العزوبية ، لديّ 50 نوع مختلف من القَضيب في حقيبتي |
| Barın arkasındaki çantamda bezler var. | Open Subtitles | لدىّ بعض الملابس وراء الحانة في .. في حقيبة |
| çantamda kâğıtları var. Getireyim, kendiniz bakın. | Open Subtitles | اسمع, جميع الأوراق فى حقيبتى سأحضرهم و انظر اليهم بنفسك |
| - çantamda sandviçler var. - Akşam yemeğinde evde ol. | Open Subtitles | ــ أخذت بعض الشطائر في حقيبتي ــ كن في البيت من أجل العشاء |
| çantamda bin beş yüz sterlin nakit para olacak. | Open Subtitles | سيكون لدي ألف وخمسمئة جنية استرليني في حقيبتي نقداً |
| çantamda, kızıl ötesi gözlükler. | Open Subtitles | كاهيل .. في حقيبتي منظار الاشعة تحت الحمراء |
| çantamda bir hanımın numarası var. | Open Subtitles | لديّ بطاقة في حقيبتي لسيدة في أول المدينة |
| çantamda bilgisayar dili kodları olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلم أن في حقيبتي اليوم أكواد لغة كمبيوتر؟ |
| Jane geometi kitabını çantamda bırakmış, ve ödevi için ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | جين نسيت كتاب الهندسة فى حقيبتي , وهي تحتاجها لعمل الواجب المدرسى. |
| Galiba çantamda yedek bir pil var. | Open Subtitles | أعتقد عندي بطارية إحتياطية في حقيبتي عذراً؟ |
| Düşünüyorum da, çantamda daha fazla bira var. | Open Subtitles | أظن أيضاً أن لدي المزيد من الجعّه في حقيبتي |
| Artık çantamda para tutmuyorum bile. Parayı saklamıştım. | Open Subtitles | لم أعد أضع نقودي في حقيبتي لقد أصبحت أخبأها |
| Dinle, çantamda spor salonu havlusu var. - Bir türban yapabilirim. | Open Subtitles | إسمعي , معي منشفة للصالة الرياضية في حقيبتي |
| Ben sigara içmeye eşlik ederim. çantamda bir paket var. | Open Subtitles | سأدخن معك ، معي بعض لفافات السيجار في حقيبتي |
| Çünkü çantamda değiller, ve gerçekten onları kimsenin bulmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لانها ليست في حقيبتي وانا فعلا لا اريد ان يجدهم احد اريك ؟ |
| Haydi, uzan. Tamam. çantamda hap olacaktı. | Open Subtitles | تعالي، تمدّدي لديّ المزيد من الأقراص في حقيبة يدي، هلا تحضرها لي |
| Ayrıca golf çantamda hep bir zulam olur. | Open Subtitles | كما أنني أحتفظ بالكثير دائماً في حقيبة الغولف خاصّتي |
| çantamda gördün herhalde. Çantamın nerede olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | يجب أن تكونى قد رأيتينه على حقيبتى ، لا أعرف أين هى |
| çantamda sular var. Karıştırabiliriz. | Open Subtitles | لديّ قنينات ماء بحقيبتي بوسعنا أنّ نخلطها بها |
| Şansıma çantamda büyükannemle birlikte çekildiğimiz bir fotoğraf vardı. | Open Subtitles | لحسن الحظّ أحتفظ بصورة لي مع جدّتي في محفظتي. |
| çantamda biraz votka var. İşini görür mü? | Open Subtitles | عندي بعض المشروب في الحقيبة هل يكفي هذا؟ |
| Evet, çantamda tampon da var ama onları sadece ayda bir kullanıyorum. | Open Subtitles | نعم .. حسناً لدي أيضا سدادات قطنية في شنطتي لكني أستخدمهم مرة في الشهر |
| Bel çantamda birşey var! | Open Subtitles | إنتظر، إنتظر, لدي شيء في علبة خصري |