| Ve bu gerçekleşince, ben de evrak çantandaki bir başka çentik olacağım sanırım. | Open Subtitles | وعنما يحدث ذلك أعتقد أننى سأكون مثل ذلك الشق الذى على حقيبتك |
| Sanırım şu küçük sihir çantandaki numaralar işimize yaramıyor, ha? | Open Subtitles | تخمين حقيبتك الصغيرة للخدع لا تعمل علينا؟ |
| çantandaki bazı sopaların kayıp olduğu konusunda seni uyarmak isterim. | Open Subtitles | حسناً، لاحظتوا بعض عصي الغولف مفقودة في حقيبتك |
| Sana başka bir kopya vereceğim çünkü çantandaki epey bir işaretlenmiş. | Open Subtitles | سأعطيك نسخة أخرى، لأن التي في حقيبتكِ معلّمة |
| çantandaki resmi gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت الصورة في محفظتك. |
| Hem çantandaki eşyalarının yenisini de alabilirsin. | Open Subtitles | و بإمكانك إستبدال الأشياء التي في حقيبتك |
| Bıçak, dövme ve o çantandaki kilitler seni ele veriyor. | Open Subtitles | السّكّين والوشم. الحلقات التي على حقيبتك. |
| Şehirdeki en uğrak kulüpler, çantandaki sihirli faksla açılıyor. | Open Subtitles | أفضل ناد في المدينة رسائل الفاكس السحرية التي في حقيبتك |
| Rüya görüyordun, babana sesleniyordun ve sonra çantandaki kağıt uçtu ve kendi kendine katlanıp onun şekline büründü. | Open Subtitles | كنت تحلم .. تنادي على والدك و بعد ذلك طارت الورقة من حقيبتك و طوَت نفسها إلى هذا الشكل |
| Şimdi çantandaki kopyalanmış 200 tane kredi kartından bahsedelim. | Open Subtitles | الآن لنتحدث عن الـ200 بطاقة ائتمان المزيفة الموجودة في حقيبتك |
| Şu anda çantandaki o Dijital Uydu Telefonu'nun seni biriyle görüştürüp görüştürmeyeceğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | ما تفكر فيه الآن هو ان كان جهاز الأرسال الرقمى... الذى فى حقيبتك... سيسمح لك بالتكلم مع أحدهم |
| - Şu çantandaki şeylere karşı onu seninle takas edeceğim. | Open Subtitles | ...سأتاجر معك بهذا الدواء لما تحمله في حقيبتك الآن... |
| Şu anda çantandaki o Dijital Uydu Telefonu'nun seni biriyle görüştürüp görüştürmeyeceğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | ما تفكر بة الآن ما إذا كان ...هذا الراسل الرقمى الماسح الموجود فى حقيبتك سيسمح لك أن تقرأ أفكار شخص ما |
| çantandaki Frank Amca'ya neden öyle yapıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تعامل حقيبتك مثل العم فرانك؟ |
| Evrak çantandaki biletleri unutma. | Open Subtitles | لاتنسى فالتذاكر في حقيبتك |
| çantandaki kalp ilacını gördüm. | Open Subtitles | رأيت دواء القلب في حقيبتك |
| çantandaki tabanca. | Open Subtitles | مسدساً في حقيبتك ؟ |
| çantandaki nedir? | Open Subtitles | ما الذي يوجد في حقيبتكِ ؟ |
| çantandaki her şeyi verdin onlara. | Open Subtitles | أنت أعطيتهم كل شئ في حقيبتكِ. |
| çantandaki şişenin içindeki şey hariç. | Open Subtitles | من محتوى... الزجاجة.. في حقيبتكِ. |
| - çantandaki metro kartlarından. | Open Subtitles | بطاقات المترو في محفظتك. |