| Jack Amcanın bize getirdiği gümüş çaydanlığı al gel. | Open Subtitles | اجلبي لأمك إبريق الشاي الفضية التي عم جيك أعطانا |
| Onun babası iki asır boyunca ant içti... çaydanlığı bulmak ve sonsuza kadar saklamak için. | Open Subtitles | و والده لقرنين أقسموا أن يعثروا على إبريق الشاي ويخفوه للأبد |
| Sen çaydanlığı hallet. Ben de görüntüleri bulayım. | Open Subtitles | لو تشغل الغلاية هناك سأجد هذه الصور من أجلك |
| Bu enerji çaydanlığı ve içindeki suyu ısıtıyor su da buhara dönüşerek iş yapmakta kullanılabiliyordu. | Open Subtitles | هذه الطاقة تسخن الغلاية و الماء بداخله فيتحول الماء إلي بخار يمكن استخدامه في تشغيل المحرك |
| Eğer, çaydanlığı edebilir misin? | Open Subtitles | أيمكنك أن تضع الإبريق على النار، من فضلك؟ |
| Neden sadece evimize dalıp çaydanlığı almadın ki? | Open Subtitles | لماذا لم تقتحم منزلنا و تأخذ الإبريق ؟ |
| çaydanlığı, orta halli, iyi insanların elinde buldum. | Open Subtitles | لقد عثرتُ على إبريق الشاي في يد أُنَاسْ عاديون أُنَاسٌْ أخيار |
| Silahını indir, dar kafalı ve bize çaydanlığı ver. | Open Subtitles | ألقي سلاحكِ ، أيتها الخرقاء و أعطنى إبريق الشاي |
| Pekâlâ. Sen çaydanlığı taşı, ben de topu taşıyayım. | Open Subtitles | حسناً ، يمكنك حزم إبريق الشاي سوف أحمل الكرة |
| İstediğin çaydanlığı getirdim. | Open Subtitles | لَديَّ إبريق الشاي الذي طَلبتيهِ |
| çaydanlığı ateşte unutmuş gibi. | Open Subtitles | إنه كمن ترك إبريق الشاي على النار كأنه... |
| Onu sattık! çaydanlığı sattık. | Open Subtitles | لقد بعناه لقد بعنا إبريق الشاي |
| Çay ister misin, çaydanlığı yeni koydum. | Open Subtitles | أتريدين فنجان شاي؟ لقد وضعت الغلاية للتو |
| Çantanı yukarı bırakıp çaydanlığı ocağa koy. | Open Subtitles | ضعي حقيبتكِ بالأعلى و ضعي الغلاية على النار |
| çaydanlığı birlikte almıştık unuttun mu? | Open Subtitles | اشترينا الغلاية معا، أتتذكرين؟ |
| Ben çaydanlığı koyayım. | Open Subtitles | سأقوم بتشغيل الغلاية. |
| Bana çaydanlığı verin ve yaşamanıza izin vereyim. | Open Subtitles | أعطني الإبريق ، و قد أدعكِ تحيين |
| Bu çaydanlığı Pam için almıştım ve onun bunu çok istediğini biliyorum. | Open Subtitles | اشتريت ذلك الإبريق لـ(بام) و أعلم أنها تريده -أيمكنني مبادلته معك |
| Ben de çaydanlığı ocağa koyayım. | Open Subtitles | سأذهب لوضع الإبريق. |
| Ve birisinin ocağa çaydanlığı koyması? | Open Subtitles | ومن أخذ الإبريق من الموقد؟ |
| İyi o zaman, dur bakalım. çaydanlığı ocağa koyarak işe başlayabilirsin. | Open Subtitles | حسنا ، فلنرى كبداية ، يمكنك ان تضعى الابريق على النار |
| Ama eğer sahibi ortaya çıkmazsa şu gümüş çaydanlığı alabilirim. | Open Subtitles | ولكن أحب هذا أبريق الشاي الفضي هذا إذا لم يأخذه أحد |