| Biz çetede önemsiz adamlarız. Bu ne işe yarar ki? | Open Subtitles | نحن لسنا سوى عصابة صغار هم لا يعنون أي شئ |
| Fakat... açıklamak adına "çeteye tekrar katılmak" için evvela çetede bulunmuş olman gerekir. | Open Subtitles | ،لكن .. فقط للتوضيح لتتمكني من العودة إلي عصابة |
| Fakat bence daha gerçekçi olursak; çetede olmak, çete için uyuşturucu satmak belki de tüm Amerika'daki en kötü iştir. | TED | فالواقع، الانضمام لأي عصابة -- وبيعك المخدرات للعصابة -- من الممكن أن يكون من أسوأ الوظائف في أمريكا. |
| Dört senedir çetede iseniz ; yüzde yirmi beş olasılıkla ölmeyi beklerdiniz. | TED | إذا كنت في العصابة لمدة ٤ سنوات فمعدل وفاتك هو ٢٥ بالمئة. |
| Yani çetede çalışan aynı çocuklar aslında aynı zamanda McDonalds gibi yerlerde part-time olarak çalışıyorlardı. | TED | فنفس الشبان الذين في العصابة قد يعملون عمل جزئي في مكان كمكدونلدز. |
| Öğle olduğunda, Ace ve Eyeball sırlarını çetede herkese söylemişti bile. | Open Subtitles | بحلول الظهر آيس وايبول أخبروا سرهم باقي العصابة |
| - Çete dövmesi. - çetede miydin? | Open Subtitles | هذا شيء يخص عصابة هل كنت في عصابة؟ |
| Amatör bir çetede olmakta utanılacak bir şey yok. | Open Subtitles | ليس من العيب أن تكون في عصابة ناشئة |
| - çetede değildi! Four Corners onu aldılar ve öldürdüler. | Open Subtitles | عصابة الأركان الأربعة خطفوها و قتلوها |
| Ama o bir çetede olduğundan şüpheleniyordun. | Open Subtitles | و لكنّك إشتبهت أنه كان رجل عصابة |
| - Ben çetede değilim. | Open Subtitles | انا لست جزءاً من عصابة جيد لك. |
| Amatör bir çetede olmakta utanılacak bir şey yok. | Open Subtitles | ليس من العيب أن تكون في عصابة ناشئة |
| Hiç bir çetede bulundun mu? | Open Subtitles | هل سبق لك وكنت في عصابة ؟ |
| çetede ne konuşulur? | Open Subtitles | عن أي عصابة نتكلم هنا ؟ |
| Çeteden çıktın. Seni çetede görmek istemiyorum. | Open Subtitles | انت مطرود من العصابة لا اريدك في العصابة |
| - Bir bakarım. Bir de çetede bana da bir yer bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | وسأحتاجُ منّكَ، أن تُشغر ليّ مكان مع العصابة |
| - Kızının çetede olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل كنتي تعرفين أن إبنتكي كانت في العصابة ؟ هي لم تكن في العصابة |
| Olamaz, bir çetede kuralları adamlar koyar. | Open Subtitles | كلا، الرجال هو من يصدرون الأوامر في العصابة. |
| Seni tanıdığımı biliyorlar ama onlara senin çetede olmadığını, suç işlemeyi bıraktığını söyledim. | Open Subtitles | هم على معرفةٍ بعلاقتنا، ولكن أخبرتهم بأنّك قد تركت العصابة وأنّك تحاول أن تكون رجلاً صالحاً |
| Oğlumun, çetede düzgün bir rol alma zamanı geldi, değil mi? Bekle, bekle, baba. | Open Subtitles | أجل، لقد حان الوقت ليكون لدى ابني دورٌ في العصابة |
| Sanırım bu; bahsettiğim, çetede olmanın ne kadar berbat bir iş olduğu sonucunu zaten anlatıyor.. | TED | فهذا يغطي الفكرة الأساسية التي نتكلم عنها، عن كيف العمل في العصابات عمل سيء. |