| Ama onun yerine, terli koltuk altı ve bebek çişi gibi kokan bir kostümün içinde sümüklü çocukları eğlendiriyorsun. | Open Subtitles | لكن بدل من ذلك أقوم بتسلية الأطفال في بدلة ديناصور زرقاء متيبسة ورائحة التعرق الصادرة منك مثل رائحة بول الأطفال |
| Çünkü orayı tıkamıştı. Üç numaralı örnek bize en taze çişi verecektir ve o zaman dölütün yaşama şansı olup olmadığı anlayacaksın. | Open Subtitles | مدعم، أما الاختبار الثالث فسيعطيكِ أنضج بول |
| Kurbanın kıyafetlerindeki, idrar asidi kedi cinsinden geliyor ama kaplan çişi değil. | Open Subtitles | حمض اليوريك على ملابس الضحيّة، إنّه هرّيّ، ولكنّه ليس بول نمر |
| İşediğinde, çişi hep şu küçük deliklerden geldi çeşme gibi. | Open Subtitles | عند التبول، كان البول يخرج من كل هذه الفتحات مثل النافورة |
| İşediğinde, çişi hep şu küçük deliklerden geldi, çeşme gibi. | Open Subtitles | عندما يتبول فانها تخرج من كل هذه الفتحات هنا مثل النافوره |
| -Kedi çişi gibi kokuyor. -Bu parfüm, Ben. | Open Subtitles | يوجد رائحه تشبه رائحة تبول القطه انه عطر, يا بين |
| Herhalde çişi getiriyor. | Open Subtitles | أحياناً يساعدني هذا حين لا أستطيع التبول أعتقد.. |
| Karnıma abanma evlat. Noel Baba'nın çişi var. | Open Subtitles | انتبة لمثانتى ايها الطفل سانتا سيذهب للتبول |
| Belki de bir kavanoz dolusu çişi camdan dışarı atmamalıydın! | Open Subtitles | ربما أنتِ لم يكن عليك أن ترمي جرّة بول خارج النافذة. |
| But a witch's piss,Bir cadının çişi en kötü şeydir, gördünüz it's the worst, you see, Çünkü o heryeri asit gibi yakar. | Open Subtitles | لكنّ بول الساحرات هو الأسوأ لأنّه يحرق الأرض كالحمض |
| İçtiğin o çay, kedi çişi gibi kokuyor, ve dar kot üzerinde çok kötü duruyor. | Open Subtitles | الشاي الذي تشربه مثل رائحة بول القط وحتى ملابس الجينز لا تبدو جيدة بالنسبة لك. |
| Tüm ikinci el eşyalar kedi çişi veya bira gibi kokuyor. | Open Subtitles | كل الملابس القديمة التي يعطونها للصغار تفوح منها رائحة بول القطط والمشروب |
| Sen Louvre'de gezinirken ben su tasarrufu yapmak için Spencer'ın çişi üzerine işiyordum. | Open Subtitles | بينما انت كنت محاطة بمتحف اللوفر كان علي ان اتبول على بول سبينسر للحفاظ على الماء |
| Tam şu anda havuza litrelerce çocuk çişi pompalanıyor. | Open Subtitles | يُضخ الكثير من بول الأطفال في هذه البركة أثناء حديثنا. |
| Bu sıcak. Tadı deve çişi gibi. | Open Subtitles | انها دافئه ، وطعمها مثل بول الجمل |
| Bu kafana çişi boşaltmak gibi kötü bir fikrin olduğu durumlardan biri. | Open Subtitles | وهذه واحدة من تلك الحالات التي تكون فيها إلقاء البول على رأسك فكرة سيئة |
| Tanrım, ne kadar çişi varmış öyle? Zıpkınlanmış inek gibi işiyor. | Open Subtitles | ياالهى , كم هى كبيرة كمية البول كأنة بقرة |
| Bu yüzden zaman içinde vücut çişi emer. | Open Subtitles | حيث يستوعب جسدها البول بمرور الوقت |
| Onu odasına geri götürüyordum, çok çişi geldiğini söyledi. | Open Subtitles | ـ كنت أعيده إلى الساحة ـ لكنه قال أنه كان يجب أن يتبول بشدة |
| Kedi çişi gibi kokuyor. | Open Subtitles | يوجد رائحه تشبه رائحة تبول القطه |
| Orada çişi gelmiş küçük kız gibi dans etmeye devam mı edeceksin yoksa buraya gelip neyin olduğunu söyleyecek misin? | Open Subtitles | هل ستظل ترقص هناك كفتاة صغيرة تريد التبول. أم أنك ستأتي إلى هنا وتقول لي ما بك؟ . |
| - Büyük adamların bile çişi gelir. | Open Subtitles | - حتى الرجال العظماء عليهم أن يذهبوا للتبول - |
| O şeyin kedi çişi gibi koktuğunu söylemediniz bana. | Open Subtitles | لم تخبروني بأن رائحة هذه المادة كبول القطط |