| Keşke Çin restoranına gitseymişiz. - Otur. - Oturdum. | Open Subtitles | أظن أن علينا الذهاب إلى مطعم صيني لم تحتسِ من جعتك بعد أن اقترحت نخباً على الحشد |
| Güzel bir Çin restoranına gidip Yahudi Noel'i kutlamaya ne dersiniz? | Open Subtitles | هيا لنذهب إلى مطعم صيني و نحضى بعيد ميلاد على الطريقة المسيحية. |
| Bu şey vardiya sonuna kadar giderse iyi olur yoksa onu Çin restoranına satarım. | Open Subtitles | ؟ هذا الشيء يجب أن يخرج من هنا في نهاية العمل وإلا سأبيعه لمطعم صيني |
| Fıstığa alerjisi varmış. Çin restoranına gitmiş. | Open Subtitles | كانت لديه حساسية ضد الفول السوداني وذهب لمطعم صيني |
| Bu Çin restoranına koşmak için en iyi şansımız. | Open Subtitles | هذه ستكون فرصتنا الأفضل للوصول إلى المطعم الصيني. |
| Çin restoranına sık sık giderim. | Open Subtitles | أرتاد المطعم الصيني في كثير من الأحيان. |
| Çin restoranına gittiğinde de her zaman fal kurabiyesinden aynı fal çıkıyor bir de. | Open Subtitles | وعندما تذهب لمطعم صينيّ "دائماً ما يحصل على نفس الحظ وهي "كعكة الحظ * كعكة من مقبّلات السوشي * |
| Kara fasulyeli erişte yemek için, bir Çin restoranına gidin. | Open Subtitles | اذا كنت تريد (جاجانق ميون) عليك الذهاب الى مطعم صيني |
| Çin restoranına gitmezsek, hayır. | Open Subtitles | ليس باستثناء الا اذا كنت فى مطعم صيني |
| Hatta, uslu durursan... seni bir Çin restoranına bile götürebilirim. | Open Subtitles | ربما سوف أخذكم إلى مطعم صيني. |
| Tam Çin restoranına doğru yola koyulmuştuk ki Adam West'i gördüğümüzü sandık ve takip ettik. | Open Subtitles | كنا في طريقنا إلى المطعم الصيني ثم ظننا أنا رأينا "آدم ويست" فلحقنا به |
| Çin restoranına gittiğinde de her zaman fal kurabiyesinden aynı fal çıkıyor bir de. | Open Subtitles | وعندما تذهب لمطعم صينيّ "دائماً ما يحصل على نفس الحظ وهي "كعكة الحظ * كعكة من مقبّلات السوشي * |