| Çünkü bugün işlenen tek suç, çirkinlik suçu. | Open Subtitles | لأن الجريمة الوحيدة التي تم ارتكابها اليوم هي جريمة القبح |
| Gençliğime, güzelliğime mal oldu. Annem beni uyarmıştı. Onların herhangi birini kaybedersem beni çirkinlik laneti ile cezalandıracaktı. | Open Subtitles | لقد كلفني شبابي وجمالي، وأمي حذرتني بإنها ستعاقبني بلعنة القبح إذا فقدتهم تماماً. |
| çirkinlik ve vasatlık tamamen tersini yapar. | TED | القبح والضعف يفعل العكس تماماً. |
| Özellikle de beraberinde getirdiği onca çirkinlik yüzünden. | Open Subtitles | خاصّة في ظلّ كلّ البشاعة التي تجيش في ثناياها. |
| Amerika'daki gündelik yaşantımızdaki sürükleyici çirkinlik düzensizliği görünür kılıyor. | TED | بشاعة المغامرة من البيئات اليومية في أمريكا هو الكون المرئي. |
| Hadi ama, çirkinlik ağacından düşüp yolunun üstündeki bütün dallara takılmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن الولد وقع من الشجرة القبيحة واصطدم بكل جذع في طريقه للأسفل |
| Bu ülkedeki çirkinlik, bize #Trump tarafından getirildi." | TED | تم جلب القبح لنا في هذه البلاد عن طريق # ترمب". |
| Şu ana kadar gördüğüm, en sevimli çirkinlik bu. Korkunç. | Open Subtitles | ذلك القبح الأجمل الذى لم أراه من قبل |
| Beni cezbeden şey suratındaki çirkinlik yansımalarıydı. | Open Subtitles | ولكن ما شدّني كان ومضات القبح في وجهكِ. |
| Hayır! Resmen Doğal çirkinlik Müzesi'nde yaşıyor gibiyiz! | Open Subtitles | لا، كأننا نعيش في متحف القبح الطبيعي |
| Dünyada yeterince çirkinlik vardı zaten. | Open Subtitles | كان هناك ما يكفي من القبح في العالم |
| çirkinlik, kalabalıkların yüzündedir. | Open Subtitles | القبح يمكن إيجاده في وجوه الناس |
| Güzellik, çirkinlik | Open Subtitles | يوجد الجمال يوجد القبح |
| çirkinlik bile onun sayesinde güzel. | Open Subtitles | حتى القبح يصبح جميلا من أجلها |
| Orada hiç çirkinlik, hiç şiddet olmayacağını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل ستخلو من القبح والعنف؟ |
| Haftalık çirkinlik dergisi mi o? | Open Subtitles | هل هذه مجلة البشاعة الاسبوعية؟ |
| - çirkinlik bu adam için hiç problem değil. | Open Subtitles | ♪ - البشاعة ليست مشكلة يهتم بها رجلي |
| Sanırım bu seyahat için şehrinizin çirkinlik limitini doldurdum. | Open Subtitles | اعتقد أنني تناولت مايكفي من بشاعة مدينتك في هذه الجولة |
| Bunun hiç olmasını istemediğin bir çirkinlik olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | واعلم ان هذه بشاعة لم ترغب بها ابداً |
| Bu dünyada pek çok çirkinlik var, oğlum. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء القبيحة فى هذا العالم , يا بنى |
| Bu dünyada pek çok çirkinlik var, oğlum. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء القبيحة فى هذا العالم , يا بنى |
| Tanrı ve sömürgecilik Liberya'ya layık görüldü savaşının doğasında belli bir çirkinlik var. | Open Subtitles | الإستعمار قام بتدمير ليبيريا هناك قبح خاص بهذة الحرب |